Dünyanın hemen her köşesinde Müslümanlara karşı doğrudan ya da dolaylı bir saldırı var. Öyle ki şu Ramazan günlerinde Müslümanlar Mescid-i Aksa’ya rahatça girip ibadet yapamıyor. Bunun da ötesinde saldırıya uğruyor, işkenceye maruz kalıyorlar. Siyonistler bu konuda öylesine çirkinleşiyorlar ki çocuklara işkence yapıyor, gaz mermisi kullanıyor, yerlerde sürüklüyor ve katlediyorlar. Bu hareketler dünyanın gözü önünde yapılıyor. Böylesine çirkinliklerin ardından dünya üzerinde ciddi bir tepkinin oluşması da boşuna bir bekleyişten öte gitmiyor.

Kısacası, Haçlı-Siyonist ittifakı Müslümanlara karşı oluşturduğu cephede birlikteliklerini sürdürüyorlar. Hemen belirteyim ki bu Müslümanlara karşı birlik oluşturan Haçlı-Siyonist cephesinden İsrail’e karşı bir tepki ortaya konulmasını, elbette bu konulan tepkinin sadece sözlü bir açıklamadan ibaret kalmamasını beklemek gerçekçi olmaz. Çünkü İsrail’i getirip bölgemizin bağrına bir hançer gibi saplayanlar Haçlılardır. Sadece İsrail’in kurulmasını gerçekleştiren ülkelerin başında İngiltere’nin geldiğini, bunu yaparken Hıristiyan dünyadan da destek aldıklarını unutmamak gerekiyor. Bunun ötesinde İsrail kurulduğu günden bu yana sürekli olarak Filistin topraklarını işgal etmiş, dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmış olan Yahudiler Filistin’e göç ettirilmiş, bunun sonucu olarak Filistinliler kendi ülkelerinde sığıntı durumuna düşürülmüşlerdir. Bu gerçeklerin bilinmeyen hiçbir yanı yoktur. Böyle olunca da Haçlı dünyasından Müslümanlara karşı sergiledikleri vahşet ve Filistin’i işgale karşı ciddi bir tavır otaya koymalarını beklemenin de bir anlamı yoktur. Tüm bunca olaylara rağmen İsrail’e başta BM olmak üzere bir tepki konulmamış ise bundan sonra da konulmayacaktır. Müslümanlar kendi göbeklerini kendileri kesmek durumundadırlar.

Bunun bir tek istisnası olabilir. Siyonist saldırganları durdurmanın yolu İslam Birliği’nden geçiyor. Bu gerçeği görmek ve ona göre harekete geçmek gerekiyor. Çünkü zalimler sadece güçten anlarlar. Hemen belirteyim ki İslam Birliği kurumuş olsa da zalimler zalimliklerini terk edecek değillerdir. Ancak, böyle bir gelişme sonrasında zalimler bir söz söylemeden en az iki kere düşünmeye ihtiyaç duyacaklardır. Ne yazık ki, İslam dünyasının nasıl hareket etmesi gerektiğini kendileri değil Haçlı-Siyonist ittifakı belirliyor. Böyle olunca da Siyonistler, meydanı boş bulmuş olmanın rahatlığı içinde hareket ediyorlar.

Hemen belirteyim ki, İslam Birliği’ni kuralım dünyaya savaş açalım diyor değilim. Yeri geldiğinde o da göze alınır ama ortaya konacak ciddi bir tavır Filistinli kardeşlerimize verilebilecek en güzel destek olacaktır. Aksi halde her gün sergilenen İsrail vahşeti giderek azgınlaşacak, hayallerindeki Büyük İsrail hedefine daha fazla sarılmalarına sebep olacaktır. Unutulmamalıdır ki, Büyük İsrail hedefi sadece Filistin ve Filistinlilerin geleceğini tehdit etmiyor, içinde ülkemizin de bulunduğu tüm Müslüman ülkeler için geçerlidir.

Sonuç olarak artık her saldırının ardından tekrarlanan İsrail vahşeti karşısında kınama açıklamaları yapmanın vereceği bir sonucun olmadığı görülüyor. Böyle olunca Müslüman ülkelerin bu tür açıklamaları bir kenara bırakarak Filistin ve Filistinlilere fiilen sahip çıkmaları gerekiyor. Bu yapılmadığı sürece tüm Müslümanlar büyük bir vebal yüklenmiş olacaklarını unutmamalı.