Almanya 2024 artık sona doğru yaklaşıyor. “Erken Final” diye adlandırdığımız İspanya-Almanya maçında gülen taraf İspanya oldu. Normal süresi 1-1 biten karşılaşmada İspanya’yı yarı finale, Almanya’yı da televizyondan izlemeye gönderen gol uzatma bölümünün son dakikasında geldi. Bir başka erken final maçında Portekiz ile Fransa karşı karşıya geldi. Maçın uzatma dakikaları dahil gol olmadı. Penaltı atışlarının galibi Fransa yarı finalde İspanya’nın rakibi oldu. İngiltere-İsviçre çeyrek finali de penaltılara giden bir başka karşılaşma idi. Konrollü giden karşılaşmada goller son çeyrekte geldi. Embolo’nun golüne turnuvanın ve İngiltere’nin en iyi isimlerinden Saka net bir vuruşla karşılık verdi. Penaltılarda İsviçre adına tecrübeli ve yıldız futbolcu Akanji yaralanamadı. Ya da İngiliz kaleci Pickford iyi bir kurtarış yaptı diyebiliriz. İngiltere yarı finalde Türkye’yi 2-1’le geçen Hollanda ile eşleşti. Diğer ülkeleri turnuva bitince mercek altına alacağız.
Biz gelelim Berlin’de oynanan Türkiye- Hollanda çeyrek final maçına… Artık elendiğimize göre, skor yazarlığı yapmadığımıza göre ve bazı rüyalarımızdan erken uyandığımıza göre, gelelim gerçekleri, doğru ve yapıcı eleştirileri bir bir anlatmaya…
A Milli Takım kadrosunu incelediğimizde, tek tek isimlere baktığımızda genelde genç, dinamik, yetenekli, teknik ve hırslı oldukları dikkat çekiyor. Birkaç futbolcu haricinde tecrübenin eksik olduğu göze çarpıyor. Peki, bu eksikliği kim giderecek? Tabi ki İtalyan Teknik Adam Vincenzo Montella’dan başkası değil. 50 yaşında. UEFA Pro Lisanslı. Teknik Direktörlük kariyerinde Milan, Fiorentina, Sevilla, Roma gibi takımlar mevcut. Süper Lig’de de son olarak Adana Demirspor’u çalıştırdı. Yani Türkiye’yi ve Türkleri de tanıyor. Daha ne olsundu! Bu tecrübeyi final maçlarında görebildik mi? Turnuvaya hazırlanırken şahit olduk mu? Sizi bilmem ama, ben göremedim. Daha açık yazalım. Koşan oyuncun var. Duran topa vuran oyuncun var. İyi orta yapan oyuncun var. Çağlar ve Ozan’ın sakatlıklarına rağmen elinde savunma yapabilecek kapasitede oyuncuların var. Fakat bir tecrübeli teknik adam dokunuşu yok. Yani hücum organizasyonu taktiği yok. Yenemiyorsan yenilme ya da bir gol attım oyunu soğutma, rakibi uyutma, vakit geçirme taktikleri yok. Bunlarla ilgili bir çalışma yok. B planı var mı? Başka bir plan var mı? Onlar da yok. Bu yokları nereden çıkarttın, neye dayanarak söylüyorsun diye soracak olursanız? Şöyle cevaplarım. Hollanda maçı skor 2-1 ve son dakikalar oyuna Semih giriyor. Ne hazin bir tablo bir teknik adam için. Hazırlık maçı kadrosuna dahi almıyorsun. Diyorsun ki Ümit Milli maç var. Sonra gelen baskılar ve 18 Temmuz seçimi nedeniyle Semih’i kadroya dahil ediyorsun Almanya’ya götürüyorsun. Ve hiçbir maçta kullanmıyorsun. Ne zamana kadar ta ki Hollanda üst üste 2 gol bulana kadar. Yine hemen almıyorsun. Son dakikalarda oyuna dahil ediyorsun. Çık maçı kurtar diyorsun. Kime 18 yaşında genç bir delikanlı adama. Sayın Montella sen bizim aklımızla dalga mı geçiyorsun? Tüm finaller için B planın veya diğer planların Semih üzerine miydi? Son dakika Semih’i oyuna alırım maçı da kurtarırım kendimi de kurtarırım mı diyordun. Ve az daha Semih gerçekten de Montella ve TFF yönetimini kurtaracak girişimlerde bulundu. Fakat bu kez de Hollandalı kalecinin bizim Mertliği tuttu. İyi de diyelim ki Semih golü attı. Maç uzadı Türkiye turu geçti vs. Semih birilerini kurtarmış mı olacaktı? Ona da hayır diyorum. Çünkü sen hiç düşünmediğin Semih’in yüzüne nasıl bakacaktın? Gerçi Montella ve saz arkadaşları hiçbir şey olmamış gibi bakardı. Hollanda maçında çevireceği topu Montella maç sonrası basın toplantısında çevirdi.
Turnuva öncesi ve sırasında hep şans topunda çektik diyebilirim. Bu arada kadroda yer alan hiçbir oyuncu için bir şey söyleyemem hepsi ellerinden geleni yaptılar. Benim anlatmak istediğim başka bir şey. Yazımın başında da belirttim. Her türden futbolcu kadronda vardı. Yani un var yağ var şeker var bir helva ortaya çıkmadı. İyi malzemelerle güzel yemek yapan kadın iyi kadın değildir. Maksat eldeki malzemelerle ortaya iyi bir yemek çıkarmaktır. Zaten şans torbasından çekmeye turnuva öncesi Livakovic’in bize hediye ettiği golle başlamıştık. Turnuvada fikstür de çok iyi idi. İlk maç böylesi bir finallere ilk kez katılan tecrübesiz Gürcistan’dı. Fakat Gürcistan oynadığı futbol ile hiç de kolay lokma olmadığını kanıtladı. İlk kez katılma heyecanı bizim işimize yaradı. Son dakikalar yine kalemizde sayısız tehlikeler yaşadık. Yine kalecilerinin kaleyi terk edip gelmesi bize yaramıştı. Yani iyi başlamıştık. Peki, Portekiz maçında neden kadro değişti. Hadi Kerem’i anlarım. Kenan etkisiz kaldı vs. Galatasaray’da bile işe yaramayan Kerem-Yunus kanat organizasyonu Milli Takımda ve Portekiz’e karşı yarayacak mıydı? Tabi ki hayır. Mert’in nesi vardı da kaleye Altay geçti. Sonuç ortada. Çekya maçında da Uğurcan geçer diye düşünmüştüm. Bilemiyorum birileri aradı Mert’in arkasında dur mu dedi? Elinde Ferdi gibi bir yetenek, Arda gibi bir yetenek ve Hakan gibi teknik adam var. Barış gibi rakip defansın en iyi elemanlarını zorlayan uğraştıran bir atom karınca var. Fakat bir organize işler yok. Bir kurnazlık yok. Kenan etkisiz kaldı ise Sen Barış’ı Van Dijk ile niye kapıştırıyorsun bence Ake daha yumuşak karın idi. Ferdi ile Barış’ı aaynı kulvarda neden düşünmedin? Bir atraksiyon dene en azından. Barış’ı sol kanada gönder değiştir Kenan ile şaşırt rakibi. Çekya karşısında Rumen hakeme, Avusturya maçında Mert’e duacıydık. Şu kötü oynayan kendi grubundan bile 3. Çıkan Hollanda’ya böyle yenilmek bize yakışmadı. Herkes çeyrek final ile milliler üzerinden paçasını kurtarmaya bakıyor. Montella başka cevap veriyor, gazeteciler başka soruyor. İşine geldiğini kendi istediği gibi söylüyor. 2032’den bahsediyor. Sonra dönüyor. Uluslar Ligi ve Dünya Kupası Elemeleri diyor. Hayallerimiz vardı. Gerçekleştiremedik diyor. Turnuvada 4 ülke İtalyan teknik adamların elindeydi. Hiçbiri kalmadı. Terzi zaten söküğünü dikemedi. İtalya son şampiyon İtalya erkenden evine döndü. Merih, Mert Müldür ve Samet ile golleri bulmak ayrı bir düşünce ürünü. Kaan, Orkun, İsmail bu tip adamların yedeklerini de bulmak ve kadroya adapte etmek gerek. Bu tarz bir çalışma var mı? Onu da bilmiyoruz. Saldım çayıra mevlam kayıra gidiyoruz. Olimpiyat, Avrupa eleme maçları, ligler derken milli maçlar pat diye gelecek. Artık hayallerin değil de gerçeklerin peşinden koşsak nasıl olur. Güzel olur. Ayaklar artık yere basmalı. Bu tip finallere giderken tüm planlar önceden yapılmalı.
Not: Merih’in güzel golleri gösterdiği performansından sonra yaptığı gol sevinci için bir şey yazmak istemedim. Popüler işlere değil gerçeklere odaklanalım istedim. İlla düşüncelerimi sorar iseniz söyleyelim. Evet, işaret Türk mitolojisinin işareti. Siyasi değil. Ya da gerçekten siyasi bir hareket yaptı. Gereksiz bir hareketti. Kimseye bir fayda getirmedi. Fakat hayallerle uğraştığımız için rüyadan bir türlü uyanıp savunma yapamadık. Madalyonun diğer tarafına da bakmak gerek. 2032’de Almanya veya Avusturya Türkiye’de Türkiye’yi yenip Nazi işareti ile sevinmiş olsa ne yapardık? Son olarak şunu söylemek istiyorum yazık oldu Final oynamaya hatta kurduğumuz hayale kavuşmaya ramak kalmıştı. Olmadı ama bir gün elbette olacak inşallah.