Süper Kupa’ya daha az hata yapan ve rakibinin yaptığı bireysel hataları golle cezalandıran Beşiktaş müzesine götürdü. Kısacası en kestirmeden finalin özeti buydu. Derbinin ayrıntılarını şöyle kısaca anlatalım. Siyah beyazlılar, topu İmmobile’nin olduğu yere şişirdi. Nelsson hata yaptı. Gelişine vuruş yerine istop etmek istedi. Doğru krampon giymediği için kaydı. Ve İmmobile, Muslera ile karşı karşıya kaldı. Sonuç tabi ki gol oldu. Belki de adalet tecelli etti. Kim bilir? Sen U19 Fenerbahçe takımına gol atarsan böyle de yersin. Bu hataya rağmen Galatasaray skoru 2-1'e getirebilirdi. Pas alışveriş zamanlamasını hatasız gerçekleştirmiş olsaydı İcardi ve Kerem Aktürkoğlu maçı farklı bir havaya sokabilirdi. Dedik ya yapılan hataların faturasını kesebilen maçı aldı diye. İşte kırılma anları da bu dakikalardı. Paulista ile Colley çizgi savunma sistemi uyguluyor. Kaleden ileride forvetleri ofsayta düşürüyor. Galatasaray bu maçta pas geçti ama iyi bir teknik adam, kurnaz bir orta saha bu ikramları pas geçmeyebilir. O zaman aynı farkı Beşiktaş kalesinde yaşar. Fernandes, Rashica ve Svensson geçtiğimiz yıl en çok eleştiri alan isimlerdi. Fernandes ve Rashica Hollandalı çalıştırıcı ile birlikte eski performanslarına dönmüş görünüyorlar. Özellikle Fernandes, immobile ve Rafa Silva üçlüsü Galatasaray orta sahası ve savunmasını oldukça rahatsız ettiler ve yıprattılar. Okan Buruk’un yaptığı tercihler de eklenince skor kaçınılmaz oldu. Galatasaray sanki tatilde otel sahasında maç yapıyor gibiydi. Nelsson un kırmızı kartı tuz biber oldu. Rafa Silva vitesi artırdı. İmmobile'yi alkışlamak için yerine Mustafa Hekimoğlu girdi. O da yıldızını klas bir gol ile parlattı. Bu derbide her şey Beşiktaş'ın istediği gibi gitti. Kazanan daima haklıdır diyelim. Avrupa maçlarını ve sezonu bekleyelim.
İLK YARI KÖTÜ İKİNCİ YARI İYİ
Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi ön eleme maçında Lille ile karşılaştı. Mourinho’nun öğrencileri ilk yarı inanılmaz tutuk ve etkisiz başladı. Edin Dzeko’nun son vuruşlardaki beceriksizliği dikkatlerden kaçmadı. Lille ilk yarıda üç dört kez net pozisyon buldu bunlarda Livakovic’i geçemedi. Fakat Livakovic’in özellikle ilk yediği golde daha dikkatli olması gerekirdi. Son maçlarda Hırvat kaleci kötü goller yiyor fakat dün çok net kurtarışlar da yaptı bunu göz ardı edemeyiz. Yeni transfer Allan Saint-Maximin ve En-Nesyri Fenerbahçe formasını ilk kez resmi maçta giydi. Saint-Maximin Lille maçında 70 dakika sahada kaldı... Sol kanat oyuncusu hiç isabetli orta atamadı fakat başarılı driplingleri ile dikkat çekti. En-Nesyri ise uzatmalarla beraber 15 dakika oynadı ve ceza sahasına hiç giremedi. Kadıköy’deki maçta iki oyuncunun beraber 11’de başlayacağını düşünüyorum. Kadıköy atmosferiyle birlikte daha etkili olacağını düşünüyorum. Mourinho’nun öğrencileri Lille karşısında ikinci yarı daha iyiydi pozisyon üretmeye çalıştı önde bastı gol geliyorum derken İrfan Can Kahveci’nin mükemmel serbest vuruşu beklenen golü getirdi. Son dakikada yenen gol tamamen şanssızlıktı. Henüz hiçbir şey bitmiş değil. Kadıköy’ün havası, atmosferi farklıdır. Fenerbahçe Kadıköy’de kimleri devirmedi ki Manchester United, Chelsea, İnter, Benfica, Lazio daha niceleri. Bir de Avrupa’nın dâhisi Mourinho’yu da eklersek Fenerbahçe’nin Lille, İstanbul’u dar edeceğini düşünüyorum. Yeter ki ikinci yarıdaki hırslı, agresif futbolu sergileyelim. Sezon başı olduğu için eleştiri olacaktır bu da gayet doğaldır. Fenerbahçe henüz hazır değil ve istenilen futbolu oynayamıyor. Transferlerin her sezon olduğu gibi yine geç yapılması bu futbolcuların hazırlık maçlarında oynayamaması yönetimin hatalarından biridir. Daha orta sahaya transfer yapılması şart. Mourinho da elindeki kadroyla bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bu yüzden hocayı eleştirmeyi şu an için anlamsız buluyorum. Dediğim gibi bu turu Fenerbahçe geçecek ise Mourinho'nun sihirli dokunuşlarıyla ve Kadıköy atmosferiyle geçecek. Bekleyip görelim.