Nedense ülkemizde milletvekili maaşları sık sık gündeme getirilir. Aynı konu bu defa Meclis Başkanı Mustafa Şentop bir meslektaşımızın sorusu üzerine verdiği cevapla gündeme geldi. Buna göre milletvekilleri 22 bin 200 lira maaş alıyorlarmış. Meclis Başkanı bu rakamı ifade etmeden önce de milletvekillerinin bir kısmının kirada oturduğunu, seçim bölgelerine gidip gelişlerinde fazla harcama yaptıklarını, özel arabası olmayan bazı milletvekillerinin toplu taşıma araçları ile gelip gittiklerini hatırlatmış. Elbette, Anadolu’nun herhangi bir ilinde ilk defa seçilip Ankara’ya gelen vekillerin kirada oturmasının yadırganacak bir yanı yoktur. Çoğu zaman özellikle memuriyette iken milletvekilliğine müracaat eden, listelerde kendisine yer bularak seçilip Ankara’ya gelen vekillerin çoğunun bir tarafta Ankara’da ev almaya yetecek kadar parasının olmaması da doğaldır. Hemen belirteyim ki, milletvekillerinin aldığı maaş üzerinden eleştirilmesini şahsen doğru bulmuyorum. Özelikle de alınan bu maaşın asgari ücretle mukayese edilerek gündeme getirilmesini haksızlık olarak görüyorum. Bu arada asgari ücretin 2 bin 20 lira olmasının çarpıklığını kabul etmemek mümkün değil. Bu bakımdan milletvekillerinin aldığı ücretin asgari ücretle mukayese edilerek takdim edilmesi asgari ücretlilerin açlık sınırı altında bir gelire mahkûm edilmelerini mazur göstermez. Milletvekili maaşlarının asgari ücretle mukayese edilmesi yerine asgari ücretin yoksulluk ve açlık sınırı altında kaldığına vurgu yapılarak bu yanlışın düzeltilmesine katkı vermek gerekiyor.
Bu arada Meclis Başkanı’nın milletvekillerinin aldıkları ücretle geçinemediklerini söyleyerek bir savunma geliştirmesi de sağlıklı değil. Milletvekili ol diye kimse kimseyi zorlamıyor. Hatta her seçim dönemi tüm partilerde yüzlerce aday adayı müracaat eder, bunların içinde çok azı listelerde yer bulabilir. Bunların içinden de çok azı listelerin seçilecek sırasında yer bulabilir. Bunun da ötesinde öncelikli olarak listelerde, ardından da seçilebilecek bir sıralamada yer bulabilmek için kıyasına bir mücadele yaşanır. Bu mücadele sonunda çoğu zaman kişisel kırgınlıklar yaşandığı gibi parti içinde bazı küskünlükler de oluşabilir. Yani, kimse kimseyi milletvekili olması için zorlamaz. Bir bakma siyaset gönül işidir. Severek yapılmadığı takdirde işi yürütmek çok zordur.
Netice itibariyle, milletvekillerinin aldığı ücreti savunmak için geçinemediklerini söylemek de, gereğinden fazla maaş alıyorlarmış görüntüsü oluşturarak milletvekillerinin itibarları ile oynamak da yanlıştır. Bu bakımdan önemli olan milletvekillerinin seçmenlerini ne ölçüde temsil ettikleridir. Görevlerini yapıyor, milleti temsil konusunda ellerinden geleni yapıyorlarsa o zaman iki de bir aldıkları maaşı gündeme getirmek haksızlık olur. Milletvekillerini itibarsızlaştırmak aynı zamanda verilen oyların da değersizleştirilmesi anlamına gelir. Kaldı ki, bugün için 22 bin lira aylık gelire sahip olanlar sadece milletvekilleri değildir. Bir kaç yerden maaş alanlar olduğu gibi, piyasada bir takım işlerle meşgul olanların gelirleri milletvekillerinden çok daha fazladır. Hemen belirteyim ki, insanların ücret ya da gelirlerini tartışma konusu yapacak olursak iyi niyetli insanları siyasetten uzaklaştırırız. Bu bakımdan sık sık milletvekili maaşlarını gündeme getirerek tartışılmasından çok, yaptıkları iş üzerinde durulması önemlidir...
Bu noktada milletvekili adaylarının belirlenmesinde yeni usuller gündeme getirilebilir. Milletvekili adaylarının listelerdeki yerinin parti liderlerine bırakılmış olmasının sakıncalarını tartışmak çok daha yararlı olacaktır. Bulunacak tüm yöntemlerin bir takım sakıncaları olacaktır. Bu bakımdan en iyi yolun bulunmasına kafa yormak gerekiyor. Eğer, milletvekili maaşlarına takılıp kalırsak bilinmelidir ki, demokratik sisteme bir katkıda bulunmuş olmayız.