Depremin oluşturduğu acılar her gün biraz daha artarken, depremin sebep ve sonuçları konusunda biraz olsun ilgi duyan herkes adeta birer deprem uzmanı haline geliyor. Çünkü özellikle televizyonlarda yayına aldıkları ya da telefonla bağlandıkları işin uzmanları depremin önlenmesi mümkün olmasa da etkilerini azaltacak birtakım tedbirlerinin alınabileceğini belirtiyorlar. Bizde 10 ilimizi harabeye çeviren sarsıntının Japonya’da fazlaca etkisi olmadığı misalini tekrarlıyorlar. Bu bakımdan depremle yaşamanın öğrenilmesi için de alınması gereken tedbirlerin alınması gerektiğine dikkat çekiyor bu işin uzmanları. Bu arada uygulamaya yönelik yasal düzenlemelerin bizde de varlığını hatırlatan uzmanlar, sıkıntının yönetmelik ya da hukuki eksiklikten çok var olan düzenlemelerin uygulamasında yaşanan eksiklikler, bir diğer ifadeyle vurdumduymazlıklar sebebiyle depremlerde büyük yıkıntılar yaşadığımız belirtiliyor.

Hemen hatırlatmakta yarar var, bizde uygulamada düzenlemelerin bir süre sonra gevşetildiği, herkese aynı şekilde uygulanmak yerine devreye ahbaplık ilişkilerinin girmesi ile bir süre sonra var olan düzenlemelerin giderek uygulanmaz hale geldiğini sadece depremler vesilesiyle değil, hayatımızın her alanında aynı tavrı sergiliyoruz. Söz gelimi birtakım uygulamalar uygulayıcıların yaklaşımı ile ya da getirilen selam vesilesiyle ya uygulanmayabiliyor ya da cezalarda farklılık ortaya çıkabiliyor. Böyle olunca da yasal düzenlemeler işlemez hale geliyor. Söz gelimi ülkemizin bir deprem haritasının çıkartıldığı her fırsatta tekrarlanıyor. Böyle olunca nerelerde konut yapılabileceği, nerelerin iskana açılıp açılamayacağının bilinmeyen bir yanı yok. Böyle olunca istendiği kadar düzenleme yapılsın, sonuç değişmez hale geliyor. Derdim suçlu aramak değil. Çünkü suçlu aramak benim görevim de değil. Bu, ilgililerin görevi. Niçin tam olarak uygulanamıyor oluşunun sebebinin tespiti de ilgililerin işi. Eğer düzenlemeye uymayanlara verilen cezalar yetersiz ise bunun artırılması gerekiyor. Söz gelimi kurallara uygun yapılmış ama zamanla birtakım hesaplarla kolonlarda tahribat yapılmış ve bunu yapanlar cezasız kalmış ise ister istemez her depremde acılarımız daha da artıyor. Günlerden beri televizyon yayınlarında duyduklarımız ve gördüklerimiz insanın ruh sağlığını bozma noktasına gelmiş durumda. Çünkü yaşanan acıyı hissetmek için enkazın altında bir yakınınızın olması gerekmiyor. Ayrıca gerekli uygulamalarda titizlik gösterilmemiş ise enkazın altında bir insanın bulunuyor oluşu karşısında insanın dünyası kararıyor. Bunun yanında enkaz altından sağ olarak çıkartılan her depremzede insanı mutlu ediyor. Bu bakımdan şu günler belki sakin düşünmenin mümkün olmadığı günler. Ancak tüm yaşananların ileriki günlerde sağlıklı değerlendirmeye tabi tutulması, düzenlemelerde var olan eksikliklerin giderilmesi, bundan sonraki uygulamaların ahbap çavuş ilişkisine dönüşmemesi gerekiyor.

Kısacası, bu işin uzmanlarının depremden depreme hatırlanması değil, hayatın her alanında ve döneminde hatırlanması ve yapılması gerekenlerin eksiksiz yapılmasının sağlanması gerekiyor. Aksi halde yaşadığımız acılar tekrarlanıp duracak demektir. Çünkü depremlerin olmamasını sağlayacak bir bilgiye henüz sahip değiliz. Ancak etkilerini azaltacak bilgi ve uygulamaların olduğunu biliyoruz. Bile bile eğer gerekli tedbirler alınmıyor ve uygulamada titizlik gösterilmiyor ise bunun bu dünyada hesabı sorulmuyor olsa bile ahirette hesabı verilemez. Sözüm elbette ahirete inananlaradır. Hatırlatmak isteğim bir başka konu ise siyasi taraftarlık ile meseleyi getirip siyasi münakaşada malzeme yapmanın şu günlerde doğru olmadığıdır.