Yıllardan beri Emeklilikte Yaşa Takılanlar ( EYT) konusu gündemden düşmüyor. İçeriği de toplum tarafından net olarak bilinmiyor. Kısaca ödediği prim sayısına göre emekliliği hak ettikleri halde, emekli olabilmek için belirlenmiş olan yaşa ulaşamamış olanların belirtildiği söyleniyor. EYT’yi emeklilik prim gün sayısını tamamlamış ama yaş sınırını tamamlayamamış olanların emeklilik hakkının yaş beklenmeden verilmesi talebi diye de izah edebiliriz. Ülkemizde uzun yıllar çok erken yaşta emekli olunması gündemdeydi. Söz gelimi 18 yaşında işe başlayan bir kişi eğer bir de fiili hizmet zammı, ya da yıpranma payı söz konusu ise 38-43 yaşlarında emekli olabiliyordu. Bu ise 20 sene çalışıp emeklilik hakkını elde edenlerin 30-35 sene hatta daha uzun süre emekli aylığı alabilmesi anlamına geliyordu. Bu ise ister istemez Sosyal Güvenlik Kurumunu zor duruma düşürüyor, çalışanların ödedikleri prim ile emeklilerin ücretlerinin karşılanması bile mümkün olmuyordu. Sonuç olarak ortada bir problem vardı ve bunun giderilmesi gerekiyordu. Ayrıca sosyal devlet emeklilerinin ihtiyaçlarını karşılamak durumundaydı.

Sonuç olarak erken yaşta emekliliğin mahzurlarını gidermek için yeni düzenlemeler gündeme geldi. Yaş sınırı biraz yükseltildi. Ancak, bu duruma da ister istemez, “Maç sırasında kural değişmez” diyerek karşı çıkıldı. Bunun için gösteriler yapıldı. Sonuçta seçimlerin gündeme gelmesi ile daha önce tüm taleplere direnen iktidar bu defa birden bire bu konuyu gündeme getirdi. Hem de üzerinde ciddi hiçbir hazırlık yapılmadan, neyin yapılabilip neyin yapılamayacağı üzerinde kafa yorulmadan konu kıyısından köşesinden gündeme getirildi, milyonlarca emekliliği bekleyenler bir beklenti içine girdiler. Aralık ayı içinde ilk defa iktidar tarafından EYT konusunun çözüleceği dillendirildi. Ocak içinde çözülebileceği söylendi, olmadı Şubat içinde sonuçlanacağı ifade edilirken birden bire Mart ayında EYT’lilerin ilk aylıklarını alabilecekleri söylendi, söyleniyor.

Öyle anlaşılıyor ki, olayın boyutları ortaya çıktıkça konunun kısa sürede çözüme kavuşturulamayacağı anlaşılmış olacak ki, şimdilerde tüm EYT’lilerin aylığa bağlanabilmesi için birkaç yıla ihtiyaç olduğu söyleniyor. Bu arada SGK’nın mevcut personelinin işin kısa sürede bitirilmesi için yeterli olmadığı ileri sürülüyor. Elbette tüm söylenenler ne ölçüde doğrudur bilemiyoruz. Çünkü iktidar kanadından yapılan açıklamalarda da netlik söz konusu değil. Aralık içinde rahat ve net konuşulurken giderek netlik kaybolmaya başladı.

Geldiğimiz noktada konuyu yakından takip eden bir dostum, gelinen noktayı, “EYT’nin adı var kendi yok” olarak nitelendirdi. Çünkü yaptığı görüşmeler onu böylesine belirsiz bir noktaya getirmiş. Hemen belirteyim ki bu yoldan dönüş olmayacaktır ama iktidar sahiplerinin sorunu çözüme kavuşturma konusunda bir çıkmaza girdikleri görülüyor. Çünkü ilk gündeme geldiğinde bu teklifin sahiplerine yönelik Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkeyi sıkıntıya sokacak bir duruma izin vermeyiz. Herkes zamanında emekli olsun ve emekliliğin tadını çıkarsın” karşılığını verirken bugün nasıl bir sonuç verirse versin sorunun çözümü yönünde tavır sergileniyor. Unutulmaması gerekiyor ki, çözüm bekleyenlerin sayısı 2,5 milyon civarında. Yani sebep olacağı maliyet ister istemez yetkilileri tedirgin ediyor. Sonunda sorun çözülmüş bile olsa EYT’lilerde beklediklerini bulamayacaklar görüntüsü ortaya çıkıyor. Yapılan gayri resmi açıklamalar ister istemez böyle bir anlayışı gündeme getiriyor.