Geçtiğimiz Cuma günü iktidar yanlısı medyada ön plana çıkartılan haber, “İhracatta Cumhuriyet tarihinin Ocak ayı rekoru kırıldı” başlığı altında verilmişti. Habere sadece gösterilen, daha doğrusu ön plana çıkartılan hali ile baktığımızda alkışlanması gereken bir gelişmeydi. Çünkü ihracatta rekor kırılması, dışarıya sattığımız ürünlerde ciddi bir artış olduğu anlamına geliyordu. Ancak, dış ticaretin sadece ihracat ya da ithalat açısından ele alınması ve böyle takdim edilmesi olayın bir yönünü göstermek diğer yönünü gizlemek anlamına gelirse de müspet olanı göstermek menfiyi ise gizlemek anlamına geliyor.

Hemen belirteyim ki Ocak ayında ihracatta kırılan rekor eğer dış ticaret açığını sıfırlamış ya da en azından sıfırlama noktasına yaklaştırmış ise elbette geleceğe güvenle bakabileceğimiz; bunun da ötesinde paramız değer kaybetmeyi sonlandıracak, böylece enflasyonun ciddi olarak belinin kırıldığı anlamına gelecektir. Ancak, ihracattaki artış ithalattaki artışın bir sonucu ise, yani dışarıdan satın aldığımızın bir bölümünün yeniden dışa satıldığı anlamına geliyorsa, özetle dış ticaret açığının ciddi oranlarda azalmasını sağlamıyorsa insanımızın yıllardan beri içine yuvarlandığı dış ticaret açığının devam edeceği, bunun sonucu olarak da dış borçlanmamız artarak devam edecek, netice itibariyle de aldığımız borçlara ödeyeceğimiz faiz miktarının artmaya devam edeceği anlamına geliyor. Sözünü ettiğimiz bu ihracattaki Cumhuriyet tarihinin ihracat rekoru insanımızı bitirmeye devam ediyorsa, bunun yanında bir ayda dar ve sabit gelirlilerin kazançları buhar oluyor, bir diğer ifadeyle asgari ücrette ve maaşlara yapılan zamlarda Cumhuriyet tarihinin en büyük artışı olarak takdim edilmiş olmasına rağmen çalışanların alım gücü sürekli azalıyorsa ortada ciddi bir terslik ve yanlış var demektir. Bu bakımdan atılan her adımın Cumhuriyet tarihinin rekoru olarak takdim edilmesi elimizdeki paranın bir yüzünü göstermek, diğer yüzünü gizlemek anlamına geliyor. Bu da iktidarın seçim yaklaştıkça toplumun dikkatini yaşanan olumsuzluklardan başka yönlere çekme çabasının bir ifadesi olabilir.

Medyada Ocak ayında Cumhuriyet tarihinin ihracat rekoru kırıldığı haberlerinin yer almasından bir gün sonra bu defa, “Maaşlar bir ayda buhar oldu” ya da “Enflasyonu değil, vatandaşı bitiriyorlar” başlıklı haberler medyada yer alıyordu. Böyle olunca da toplumun çelişkili haberlerle belki kafasını karıştırmak mümkündür ama gerçeklere çözüm olmayacağının unutulmaması gerekiyor. Çünkü topluma pembe tablolar çizilmesi çarşı pazarda dar ve sabit gelirlilerin gelirlerinde rekor kırıldığı anlamına gelmiyor.

Bu noktada ihracatta Cumhuriyet tarihinin rekoru kırıldığı haberinde Ocak ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 10.4 artış sağlandığı, 19.4 milyar dolarla en yüksek Ocak ayı ihracatı yüzde 21 artışla 33.7 milyara yükseldiği, sonuç olarak Ocak ayı dış ticaret açığının 14.3 milyar  dolar ile rekor seviyeye ulaştığı da yer alıyordu ama gösterilmemeye çalışılıyordu.

Derdim kırılmış bir rekoru değersizleştirmek değil. Ancak, yöneticiler ülke gerçeklerinin bir kısmını gizleyerek ekonomiyi düzeltmiş olmadıklarını görmek ve toplumdan saklamaya gerek duymamaları gerekiyor. Çünkü gerçeklerin gizlenmesi, çarşı pazarda fiyatları dar ve sabit gelirlileri memnun edecek bir seviyeye çekmiyor.