"İyilik yap denize at, balık bilmezse de hâlık bilir."
Bu darb-ı mesel herkesin mâlumu.
Peki hangimiz, iyilik adına ne yaptı?
Çocuklarına mal, mülk ile süslü bir dünya bırakan bizler, aslında yarının varislerine ne bıraktık?
Yarına nasıl bir dünya bıraktık biz!?
...
7 Ekim 2023'ten beridir 'çok duyarlı, çok hassas ve vicdanlı' dünya, yine çetin bir imtihandan geçti. İnsanoğlu, pek azı müstesna, tabii ki bu vicdan imtihanını da en iğrenç duyarsızlığı, umursamazlığı ve umarsızlığı ile kaybetti.
Parçalanan minik bedenler, annesiz babasız, çaresiz kalan çocukların haykırışları bize dünyada insan kalmadığını, 'Müslüman Kardeş' de bulunmadığını gösterdi.
Yüreği dünyadan büyük, özgül ağırlığı dünyadan ağır Gazze'yi yalnız bırakan biz Müslümanlar, din gününde hangi yüzle hangi reelpolitiği, hangi güç yalanlarını sıralayabileceğiz.
Kadın-erkek, genç-yaşlı, yaralı-sakat demeden her yaştan ve durumdan Filistinli 35 bin Müslümanı hunharca katleden ve Gazze'yi soykırıma tabi tutan Siyonist Yahudiler, aslında bize dünyanın ve içindeki insanımsı kalabalığın ne mal olduğunu gösterdi.
Doğu Türkistan ve Arakan ile birlikte nammussuzca bir unutulmuşluğa terk edilen Gazze değil acınılacak durumda olan. Aslında Gazze ve Gazzeliler acıyor dünyanın haline. Milyarlarca insan görünümlü duygusuz maymun, birkaç milyonluk vahşi Siyonistlerin kuduz olmuş köpekler gibi Gazze'ye saldırmasını film izler gibi izliyor. Aman bu maymunların elinden yeter ki muzu alınmasın!
Bebek katillerine karşı çıkmak bir yana, lanet olası bir bardak kahveden, bir kutu içecekten bile vazgeçemeyecek kadar konformist, bencil ve umursamaz kitlelere, aylardır, dünyanın bir yerinde böcek öldürür gibi çocukların katledildiğini anlatmaya çalıştık. İnsan görünümlü Siyonist yaratıkların güle güle, zevkle çocuk öldürdüklerini, yardım çadırlarında bekleyen insanları diri diri yaktıklarını gördükleri halde tepkisiz kalan milyonlara vicdan nedir anlatmaya çabaladık.
Yahudilerin parayla satın aldıkları medya, sinema, spor vb. pek çok alanda cirit atan karaktersiz karakterlerin nasıl da Filistin'de hiçbir şey olmuyormuş gibi yaşamayı sürdürdüklerini, kedi köpek edebiyatı, ağaç böcek çevre duyarlığı, kutuplardaki hayvanların ve zavallı buz kütlelerinin ajitasyonunu yapmaya devam ettiklerine şahit olduk.
Para için tüm hayatı ve varlığını ruhsuzluğa terk eden bu gibi Siyonist trollerine adeta taparcasına âşık yüz milyonların da onlardan farksız yaşamadığını gördük.
Dünyanın çeşitli yerlerinde kişisel veya grup olarak yahut binlerce kişilik topluluklar halinde bu korkunç zulme dur diyen az sayıda insanın çaresiz çığlıklarının, yüz milyonlarca insanımsı yaratığın boşvermişlik dünyasında aksiseda bulamadan yok olduğuna şahit olduk.
Dünya bu son birkaç ayda öyle bir hale evrildi ki, anlatmaya kelimeler kifayet etmiyor. Hangi tanım, hangi hakaret bu aşağılık durumu layığıyla tarif edebilir ki?
Biz Gazze'yi, Filistin'i düşünüp üzülmek yerine oturup kendi halimize ağlayalım. Nasıl zayıf, aşağılık, bencil yaratıklar olduğumuzu, başımıza nasıl kendimiz gibi karaktersiz, korkak, satılmış liderler seçtiğimizi düşünelim. Nasıl popçu/topçu/sanatçı tayfasına âşık olduğumuzu düşünelim...
Âlim cübbesi içinde siyaset ve makam kuklası şarlatanlara ve din anlatan ama yaşamayan hoca kılıklılara nasıl rağbet ettiğimizi düşünelim...
Bir avuç zalimin iliklerine kadar her şeyini sömürdüğü, milyarları biraz yaşamsal konfor biraz da şımaracağı teknoloji vererek susturduğu bu dünyada insanlık namına ne kaldı!
Aman ağaçlar yanmasın, hayvanların nesli tükenmesin, buzullar erimesin, denizlere pet şişe atılmasın, egzos emisyonu artmasın...
Dünya insansız daha mı güzel acaba!?
Sahi biraz düşünelim mi, biz yarına nasıl bir dünya bıraktık...
Bu arada, içinde Filistin, Doğu Türkistan, Arakan ve başka pek çok Müslüman mazlum diyarlar bulunmayan 'Dünya' Çevre Gününüz kutlu olsun!