Siyasette işler bir kez “ters gitmeye” görsün!
Ondan sonra en iyi niyetli girişimler bile ters tepmeye başlar ve beklenmeyen sonuçlar ortaya çıkar!
Ne demek istediğimizi bir misalle anlatmamız gerekirse son günlerde iktidar partisi AKP’nin başına gelenleri örnek olarak verebiliriz!
İktidar partisi AKP baktı ki hafife aldığı Millet İttifakı, yeni altılı masa partileri güçleniyor, onlar da MHP ile birlikte oluşturdukları Cumhur İttifakı’na yeni ortaklar bulma arayışı içine girdiler.
Ve siyaseten kendilerine yakın gördükleri partilerin kapılarını çaldılar! Çaldıkları kapılar açıldı, hoş sohbetler yapıldı!
Ancak doğal olarak çalınan her kapı Cumhur İttifakı içinde yer almak için birtakım şartlar ileri sürdü!
Kendilerine “bizim şöyle şartlarımız var, kabul ederseniz birlikte oluruz” denildi!
Birlikte hareket etmek için kapıları çalınan partiler tarafından ileri sürülen şartlar iktidar partisi içindeki anlaşmazlık konularını alevlendirmekten başka bir işe yaramadı!
Ne Cumhur İttifakı’na beklenen katılımlar gerçekleşti ne de umulan birlik ve beraberlik sağlandı! Kapı çalarken methiyeler düzdükleri isimlere, umduklarına nail olamayınca veryansın etmeler başladı.
Evet, iktidar partisi AKP cephesinin evdeki hesabı çarşıya uymadı! Kapısı çalınanlarda bir sıkıntı yaşanmazken kapı çalanlar kendi içlerinde bir kez daha birbirlerine düşmenin ortaya çıkardığı sorunları yaşamaya başladılar. İşler bir kez ters gitmeye görsün.
Ondan sonra işleri yoluna koymak her babayiğidin harcı değildir. Kaş yapayım derken göz çıkarılır ve sonra başa gelenler karşısında büyük bir çaresizlik yaşanır.
İktidar partisi AKP, şimdi böyle bir çaresizliğin pençesine düşmüş durumda! Bundan sonra ne yaparlar, bilemiyoruz. Ama yapılabilecek çok şey olmadığının farkındayız. Yapacakları pek çok şey, akıntıya karşı kürek çekmekten farksız olacak!
Bugüne kadar “reddedilmemeye” alışanlar şimdi teklifleri kabul görmeyince “Erdoğan’ın düşürüldüğü bu durum hazmedilemez” diyerek birbirlerini suçluyorlar.
Zaten ellerinden gelen tek şey birbirlerini suçlamak!