Önümüzdeki seçimlerde Millet İttifakı ile Cumhur İttifakı tabir caizse kozlarını paylaşacak! Her iki ittifakta destekçi sayısını artırabilmek için yoğun çaba gösteriyor.

Ve sık sık sürprizlerle karşılaşılıyor.

Bakıyorsunuz dün bir ittifaka “karşı konuşmalar” yapanlar bugün söylediklerini unutup “o ittifakın çatısı altındaki” yerlerini alıyorlar.

İttifaklar arasındaki bu mücadele de öne çıkarılan konu genellikle ittifakların temsil ettiği zihniyeler oluyor.

Kimi ittifaklar CHP zihniyetinin temsilcisi gibi görülüyor kimileri ise AKP zihniyetinin temsilcisi olarak kabul ediliyor.

Zihniyetler arasında tercih yapmak durumunda kalanları ise “yağmurdan kaçarken doluya yakalanma” riski bekliyor.

“Ülke yeniden CHP zihniyetinin eline geçmesin” diye yola çıkıldığı zaman doğal olarak “ülke AKP zihniyeti ile idareye devam” denilmiş oluyor.

Peki, AKP zihniyeti nasıl bir zihniyet?

Bu soruya bağlı olduğunuz konuma göre değişen cevaplar vermek mümkün!

Mesela Millî Görüş cephesinden bakıldığı zaman AKP zihniyetinin içinde yer almak hiç de can atılacak bir yer olarak görülmüyor.

Evet, AKP zihniyeti içinde bir dönem birlikte hareket edilen isimler bulunuyor ama sonra yolların ayrıldığı ve aradaki makasın çok fazla açıldığı bir gerçek.

AKP zihniyeti içindeki önemli isimlerin yapmış oldukları bazı açıklamaların Millî Görüş camiasını bu zihniyetin hâkimiyetindeki bir ittifak içinde yer almasını engelliyor denilebilir!

Özellikle de merhum Erbakan Hoca’mız hakkında söylenenler kolay kolay unutulacak gibi değil!

Güçlü oldukları günlerde sırtlarındaki Millî Görüş gömleğini çıkarmaları ile övünen, bununla yetinmeyip, “Biz Erbakan ile yollarımızı ayırdık” diye araya mesafe koyanlarla bugün aynı ittifak içinde nasıl yer alınabilir? Bu içlere siner mi?

Evet, seçim öncesinde hangi zihniyet tercih edilmeli sorusuna cevap aranıyor!

CHP zihniyetine karşı alabildiğine uyanık olan çevrelerin AKP zihniyeti karşısındaki duyarsızlıkları ise anlaşılır gibi değil.