Evet, zor günlerden geçiyoruz!
Ama daha zor günler bizi bekliyor!
Kuşkusuz seçime kadar geçecek sürede oldukça zor günler yaşayacağız.
Ancak seçim sonrasında da hayli zorlanacağınız!
Ülkemiz bir ifşaatlar ülkesi haline geldi!
Her gün yeni bir ifşaat ile karşı karşıya kılıyoruz.
Bu ifşaatlar vahim suçlamalarla dolu!
İktidarın birçok ismi bu suçlamaların muhatabı!
Suçlamaların muhatabı ya da hedefi halindeki isimlerden ise hiç ses çıkmıyor!
Bırakın suçlamalarda bulunanları mahkemeye vermelerini ve hesap sormalarını ağızlarından “bunlar yalan” sözcüğünü duymakta bile çok zorlanıyoruz.
Suçlamaların muhatabı ya da hedefi halindeki isimler yargıda haklarını arama yerine konuyla ilgili haberlere erişim engeli getirme veya dijital tecrit koydurma peşindeler.
Yani suçlamaları yapanları bu yolla susturarak netice alamaya çabalıyorlar.
Suçlamalar yenilir yutulur cinsten değil!
Böylesine ağır suçlamalar karşısındaki “derin sessizlik” ise hiç anlaşılabilir gibi değil!
Suçlamaların muhatabı ya da hedefi halindeki isimler susarak ya da suçlamaları yok sayarak bunları unutturmaya çalışıyor olabilirler!
Ama suçlamaların muhataplarının sergilediği bu derin sessizlik “sükût ikrardan gelir” atasözünü çağrıştırıyor.
Demiyoruz ki suçlamaların hepsi doğru ve hepsi haklı!
Beklenen sadece suçlamalar karşısında sessiz kalınmaması ve gerekli cevabın verilmesinden başka bir şey değil!
İçlerinden biri yargıya başvurup suçlayanlara “gel arkadaş iddialarını ispatla” dese akıllarda hiçbir soru işareti kalmayacak.
İçine gömülmüş oldukları “derin sessizlik” kimseye böyle bir fırsat vermiyor.
Belli ki suçlayanlar ile suçlanan isimler arasında ipler iyiden iyiye kopmuş!
Ve müthiş bir hesaplaşama dönemine girilmiş.
Bu nedenle zor günlerden geçiyoruz ama daha zor günler bizi bekliyor diyoruz.