Kısa bir süre önce ABD Genelkurmay Başkanı Milley, Suriye’nin kuzeyine geldi ve özellikle iş birliği halindeki terör örgütleri ile görüştü. Elbette görüşmenin detayını tam olarak bilmiyoruz ama özellikle bu ziyaretin ertesi günü ABD Merkez Kuvvetler Komutanı’nın soluğu Suriye’nin kuzeyinde alması, bir bakıma ABD Genelkurmay Başkanı’nın ziyaretini tamamlaması ister istemez çeşitli soruları gündeme getiriyordu. Ancak gelişmeler bundan ibaret kalmadı. Bir Rus jetinin Karadeniz’de yakıt boşaltırken ABD’ye ait bir SİHA’yı düşürmesi ve bu olayın ABD tarafından video kaydının paylaşılmış olması farklı yorumlara yol açmış durumda. Bu arada aynı günlerde Moskova’da Putin ile görüşen Esad, Türkiye ile normalleşmenin Suriye’deki Türk askerlerinin tamamen çekilmesiyle mümkün olacağını söylüyor ve bu açıklama medyaya yansıtılıyor. Bu arada Irak’ta gizemli bir kaza meydana geliyor. Kuzey Irak’ta kimsenin sahiplenmediği bir helikopter düşüyor. Kazada terör örgütü PKK mensubu 7 kişi ölüyor. Olay yerindeki ikinci helikopterin ise nereye gittiği netlik kazanamıyor. Sanki buharlaşıp uçuyor. Bu arada helikopterin Avrupa mahreçli olduğu ama içindeki yolcuların PKK’lı olduğu özellikle vurgulanıyor. Bu arada Irak Bölgesel Kürt yönetimi, helikopterdeki 3’ü kadın 7 üst düzey PKK’lının öldüğünü açıklarken helikopterin nereye ve ne amaçla gittiği açıklanmıyor. Bu arada, helikopterde hayatını kaybeden PKK’lıların ABD tarafından eğitildiği medyaya yansıyor. Ancak tüm bu gelişmelerin birer tesadüf eseri olduğunu sanmak yanlış olacaktır.
Haberler kafa karıştırmak için hep çelişkili ve bir netlik yok. Çünkü ABD’nin eğittiği PKK’lıların helikopterinin Avrupalı olduğu iddiası da havada kalıyor. Sanki olayla ilgili bir sis perdesi özellikle oluşturuluyor. Çünkü medyaya yansıyan haberlerde Kürdistan bölgesindeki ilgili kurumlar, düşen helikoptere ilişkin Irak merkezi hükümeti, uluslararası koalisyon güçleri ve Türkiye ile temasa geçmiş olmalarına karşılık helikopterin onlara ait olmadığı bildiriliyor. Görünen o ki, düşen helikopter ve içinde bulunanlarla ilgili belirsizlik devam edecek. Tüm gelişmeler olurken bir hafta önce Suriye’nin kuzeyini ziyaret eden ABD Genelkurmay Başkanı’nın ziyaretinin arkasından yapılan açıklamada ziyaret sırasında Milley’in PKK’lılar ile görüşmediği şeklindeki açıklamaların doğru olmadığı ileri sürülürken yerli kaynaklar Milley’in PKK ile de temasa geçtiğini doğruluyorlar. Böyle olunca ister istemez akla, ne görüştüler, hangi pazarlıkları yaptılar sorusu geliyor. Bu konuda medyaya yansıyan haberlerde şu hususlara yer veriliyor:
“ABD, terör örgütüne Şam ile anlaşma diyor.
Üslerimiz Suriye’de duracak diyor ve PKK/YPG’den sadakat istiyor.
Üslerine saldıran İran milislerine karşı destek bekliyor.
Terör örgütü buna karşılık Türkiye’nin operasyonlarına karşı korunma istiyor.”
ABD’nin isteklerinin böylece sınırlandırılmış olmasının aslında hiçbir inandırıcılığı yok. Çünkü Büyük Ortadoğu Projesi’nin içeriği bilinirken pazarlığın bu kadarla sınırlı kalmış olması, bunun da ötesinde terör örgütünün ABD’ye birtakım şartlar dikte ettirmesini gerçekle bağdaşır bulmak mümkün değil.