Dünya da milyonlarca insan açlık ile karşı karşıya hayatını sürdürmektedir. 2016 yılında, dünyadaki kronik beslenme yetersizliği ile yaşayan insan sayısının 815 milyona olduğu tahmin edilmektedir. Bu üzücü sayı 2015 yılında 777 milyon iken, 2030 yılı için tahmin edilen yaklaşık aç insan sayısı ise 900 milyondur.
Dünyada hala 155 milyon bodur kalmış çocuk vardır. Bazı bölgelerde bodur çocuk seviyeleri halen kabul edilemeyecek kadar yüksektir ve mevcut eğilimler devam ederse 2030 yılına kadar çocukların büyüme geriliğini azaltma olmayacağı öngörülmektedir. Ayrıca, çocuklukta aşırı kilo ve obezite oranları çoğu bölgede ve yetişkinler için tüm bölgelerde artarken, aşırı zayıflık neredeyse 52 milyon (beş yaşın altındaki çocukların yüzde 8'i) çocuğun hayatını tehdit ediyor ve bütün bunlar ciddi bir endişe kaynağı olarak kötü beslenmenin çoklu yükünü vurguluyor.
FAO tarafından 2014, 2015 ve 2016 yıllarında yaklaşık 150 ülkede toplanan veriler, dünyadaki on kişiden yaklaşık birinin (yüzde 9,3) şiddetli gıda güvensizliğinden muzdarip olduğunu ve bunun 689 milyon kişiye karşılık geldiğini ortaya koyuyor. Afrika, nüfusun yüzde 27.4'üne ulaşan şiddetli gıda güvensizliğinin en üst düzeyine sahiptir. Bu başka herhangi bir bölgeden neredeyse dört kat daha fazladır. Yapılan son tahminlere göre, dünyada beş yaşın altındaki 155 milyon çocuk büyüme geriliğinden muzdariptir. Mevcut eğilimlere göre, 2025 yılına kadar 130 milyon bodur çocuk olacaktır. Sadece 2016'da, beş yaşın altındaki çocukların yüzde 7,7'si (51,7 milyon) aşırızayıflıktan etkilenmiştir. Yaklaşık 17 milyon çocuk şiddetli aşırı zayıflıktan muzdarip olmuştur.
Açlık ve yetersiz beslenme, dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan için hala acı bir gerçekliği temsil etmekte ve bu durum, özellikle çocuklar üzerinde derin ve kalıcı etkilere sahiptir. FAO'nun verileri, dünyadaki gıda güvensizliğinin ciddiyetini ve yaygınlığını açıkça ortaya koymaktadır. Afrika'daki şiddetli gıda güvensizliği oranının diğer bölgelere göre dört kat daha yüksek olması, bu sorunun ne kadar acil ve ciddi olduğunun altını çizmektedir.
Son yıllarda yapılan araştırmalar, küresel iklim değişikliğinin, doğal kaynakların kötü yönetiminin ve artan çatışmaların, zaten zor durumdaki gıda güvenliğini daha da tehlikeye attığını göstermektedir. Özellikle çatışma bölgelerinde ve ekonomik zorluklarla mücadele eden ülkelerde, gıda güvensizliğinin daha da kötüleşmesi beklenmektedir.
Gıda güvensizliğinin sonuçları sadece açlıkla sınırlı kalmamakta, aynı zamanda çocukların büyüme ve gelişimini de ciddi şekilde etkilemektedir. Dünya genelinde 155 milyon çocuğun büyüme geriliği yaşaması ve 51,7 milyon çocuğun aşırı zayıflıktan etkilenmesi, bu sorunun yalnızca bir insanlık dramı olmakla kalmayıp aynı zamanda gelecek nesillerin sağlığını ve potansiyelini de tehdit ettiğini göstermektedir.
Bu nedenle, açlık ve yetersiz beslenme ile mücadele, sadece gıda sağlama çabalarını içermemeli, aynı zamanda sürdürülebilir tarım uygulamalarını, eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarını, iklim değişikliğiyle mücadeleyi ve toplumsal eşitsizlikleri azaltma politikalarını da kapsamalıdır. Uluslararası toplumun, bu küresel sorunu çözmek için koordineli ve kapsamlı bir yaklaşım benimsemesi gerekmektedir. Bu, sadece bugünün nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayıp, aynı zamanda gelecek nesiller için daha sağlıklı ve adil bir dünya yaratma sorumluluğumuzun da bir parçasıdır.