İsrail’de yüz binler Başbakan Benyamin Netenyahu’nun “ yargı reformu”na karşı 12 haftadan beri meydanlarda protesto gösterileri gerçekleştiriyor. Kimi kaynaklar başta Tel Aviv olmak üzere son olaylarda 600 binden fazla insanın bu eylemlere katıldığını açıkladı. Tarihinin en sağcı radikal hükümeti olmasıyla öne çıkan Netenyahu’nun yeni koalisyonunun Savunma Bakanı Yoav Gallant da yargı düzenlemesinin durdurulması çağrısında bulundu. Bu çağrının ardından görevden alındı ve bu durum meydanları daha da hareketlendirdi. Netenyahu bu görevden almayı kararlılık iradesi olarak gösterdi ama sular bir türlü durulmuyor. Şimdi de üniversiteler süresiz grev ilan ettiler. Yaptıkları ortak açıklamada, “İsrail üniversitelerinin rektör ve yönetimleri olarak biz, İsrail demokrasisinin temellerini sarsan ve devamlılığını tehlikeye atan yasama sürecinin devam ettiği zeminde, İsrail’in tüm araştırma üniversitelerindeki eğitimi durduracağız. Başbakan ve koalisyon üyelerini yasa tasarısını derhal durdurmaya çağırıyoruz” ifadelerine yer verdiler.

Peki, bu yargı reformu neden protesto ediliyor? Hangi detaylar toplumda kabul edilmiyor?

İsrail Yüksek Mahkemesi, en üstteki yargı mahkemesi olarak tanımlanmış durumda. Adalet Bakanı Yariv Levin, geçtiğimiz 5 Ocak'ta yüksek mahkemenin yetkilerini sınırlandıracaklarını açıklamıştı. Yargının bazı yetkilerini Meclis’e devretmeyi hedeflediklerini söylemişti. Bilindiği gibi mahkeme Meclis'ten gelen kanunları anayasanın kaynağı olan temel yasalara aykırılık gerekçesiyle bozma gibi bazı yetkileri var. Netenyahu hükümeti, açıkladığı yargı düzenlemesinde, yüksek mahkemenin bu yetkisinin büyük ölçüde elinden alınacağını belirtmişti. Bu açıklama sonrası ortalık karıştı. İsrail halkı Netenyahu’nun bu girişimini otoriterliğe geçişte bir kırılma olarak kabul ediyor. Yürütmenin bu reformla yargıyı doğrudan kontrolüne almayı hedeflediğine inanıyor. İsrail eski Başbakanı Naftali Bennett ise, "İsrail, Yom Kippur Savaşı'ndan bu yana hiç olmadığı kadar büyük bir tehlike altında" açıklaması yaparak hükümeti geri adım atmaya çağırdı. Mısır’ın 1973’te Yahudilerin dini bayramı olan Yom Kippur’da beklenmedik saldırısıyla başlayan savaş, Mısır güçlerinin ilk elde ettikleri başarının ardından sürdürülebilir bir plana sahip olmadıkları için hezimete dönüşen bir savaştı. Bennett de bu savaşa atıf yaparak kendince tehlikenin hangi boyutlarda olduğunu izah etmeye çalışmıştı.

Diğer taraftan Cumhurbaşkanı Isaac Herzog da "iç savaş" uyarısı yapmış ama bu çıkışı Netenyahu tarafından dikkate alınmamıştı.

Görünen o ki bu protestolar Netenyahu’ya yakın zamanda geri adım attıracak. Dün yargı reformunun askıya alınacağının açıklanması bunun ilk işareti oldu.

İsrail’in Filistin halkına hem işgal edilmiş topraklarda hem de Gazze’de uyguladığı baskı ve zulümler hâlâ devam ettiği bir ortamda, İsrail halkının eylemlerde gösterdiği kararlılık ve Netenyahu’nun ecel terleri dökmesi süreci daha da ilginç hale getirmiş durumda. Bu işin sonu İsrail’de hükümetin yıkılmasıyla son bulacak mı? Meclis’te pamuk ipliği ile güvenoyu alıp hükümet olan Netenyahu’nun koalisyonu dağılacak mı, bekleyip göreceğiz.