Türkiye’de gündem her gün değil, her saat değişiyor.

Yaşanan siyasi gelişmeler ise Türkiye’de doğrudan halkı etkiliyor.

CHP’de gerçekleştirilen 21. Olağanüstü Kurultay oldukça önemliydi.

Neden mi?

Bize trajikomik geliyor da olsa ortada CHP’ye kayyum atanma riski vardı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in almış olduğu karar tam da bu riski ortadan kaldırmaya yönelikti.

Peki ‘risk’ ortadan kalktı mı?

Evet kalktı.

CHP lideri Özgür Özel istediğini başarmış oldu.

Kesin olmayan seçim sonuçlarına göre; 1323 delegenin 1276'sı oyunu kullandı, 1171 oy geçerli sayılırken, geçersiz oy sayısı ise 105 oldu.

Kurultay'da geçerli 1171 oyun tamamını alarak yeniden CHP Genel Başkanı seçildi.

CHP KURULTAYI BİTTİ: ÖZGÜR ÖZEL KAZANDI

Gerçekleştirilen Kurultaya CHP’nin Eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere eski genel başkanlar da katıldı.

Bu parti açısından oldukça önemli bir mesaj verdi.

Bu “Her ne olursa olsun birlikteyiz ve kırılmalara karşı dirençliyiz” mesajı idi.

ÖZGÜR ÖZEL’DEN ERDOĞAN’A SERT SUÇLAMA: CUNTA BAŞKANI!

Ancak 21. Olağanüstü Kurultay’dan daha fazla tartışılan bir şey var ise o da Özgür Özel’in “Cunta Başkanı” sözü oldu.

Bu söze milletvekillerini bırakın iktidar kanadında görev yapan Bakanlar dahi tepki gösterdi.

Gelin o tepki alan sözü bir hatırlayalım.

Ne söylemişti CHP Genel Başkanı Özgür Özel:

“Tayyip Erdoğan halkın desteğini arkasına alan bir cumhurbaşkanı değil, halkın desteğini alanları kendine rakip olabilecekleri hedef alan bir cunta başkanına dönüşmüştür.“

Evet itam belki biraz sert sayıla bilir.

Son dönemde yaşanılanları saymazsak elbette.

VESAYET Mİ, İKTİDARIN YENİ YÜZÜ MÜ?

Hem İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, hem de Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın sosyal medya’da yaptığı paylaşımlarda dikkatimi “vesayet” vurgusu çekti.

Sahi, nedir vesayet?

Anlamını bilmeyenler için hemen açayım.

Siyasi vesayet ya da vesayet demokrasisi demek; Demokrasinin bilinen özelliklerinin göz ardı edilerek farklı bir anlayışla uygulanmasıdır.

Genelde anti-demokratik sayılan yönetimlerden sonra henüz geçiş yapılan demokrasilerin bir yorumu niteliğinde kullanılır.

Peki öyle ise neden sadece muhalefet belediyelerine yönelik soruşturmalar gündemde?

Ya da pardon, neden sadece muhalefet belediyelerine yönelik bu uygulamalar vuku buluyor?

Bu ikinci sorum daha doğru ve anlaşılır oldu zannedersem.

Talimat ile yapılan şikayetlere takipsizlik verilirken sesi çıkmayanlar, neden muhalefetin sert eleştirilerine seslerini yükseltiyorlar ki?

Her yıl yayınlanan Sayıştay raporlarının hangisindeki usülsüzlük yargı ile muhattap kalıyor mesela?

Düşününce herşey basit bir denklem içerisine kümelenmiş vaziyette zaten.

TABAN HAREKET HALİNDE: YENİ ADRES İYİ PARTİ Mİ?

Son dönemde yaşanılan olaylar çerçevesinde kitlesini büyüten bir siyasi parti arıyorsanız kuşkusuz ki İYİ Parti bunlardan biri.

Neden mi?

TBMM’de şu anda Milliyetçiliği temsil ederek muhalefet yapan bir tek İYİ Parti.

MHP’nin iktidar kanadı ile yakınlaşması, bir yandan da terörist başı Abdullah Öcalan’a yönelik hamlelesi taban’da büyük bir tepki ile karşılandı.

Her ne kadar MHP kamuoyuna bu durumu yansıtmamaya çalışsa da gözle görülen bir gerçek var.

Bu gerçek MHP tabanının hızla eridiği.

Peki bu taban hangi siyasi partiye kayacak?

Zafer Partisi, Kutlu Parti ve İYİ Parti en güçlü seçenekler arasında.

AKŞENER GİTTİ, İYİ PARTİ GÜÇLENDİ

Öyle ki Meral Akşener’in Genel Başkanlık koltuğunu bırakarak partiden ayrılması ve bazı isimlerin AKP safına geçmesi aslında partinin önünü açtı.

Bu yatsınamaz bir gerçek.

Kaldı ki; terörist başı konusundaki net tavrı ve muhalefet partileri ile kurduğu iletişimde yine İYİ Parti’nin elini güçlendiriyor.

Bundan sonraki dönemde gerçekleştireceği tutum ve atacağı adımlar önemli elbette.

Ancak İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu buraya kadar güzel bir siyasi strateji izledi.

Hakkını teslim etmek gerekir.

Meral Akşener’in ayrılışının ardından ortaya çıkan “İYİ Parti bitti” iddialarının hepsini çürüttü.

ÜMİT ÖZDAĞ 77 GÜNDÜR TUTUKLU

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ 21 Ocak 2025 tarihinde "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek" suçundan tutuklandı.

Üzerinden aylar geçmesine rağmen Ümit Özdağ’a yönelik hala somut bir delil bulunamadı.

İddianame ise hala hazırlanamadı.

Peki o zaman neden Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ tutuklandı?

Aslında bu süreç çok açık.

Terörist başı Abdullah Öcalan ile ilgili yürütülen sürece kimsenin karşı çıkması istenmedi.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ eğer cezaevinde olmasaydı, iktidarın bu dayatmasını zora sokacaktı.

Adaletin bağımsız olması gerekir.

Mahkeme salonlarında adalet olduğunu bilirseniz arayışta bulunursunuz.

Talimat ile adaletin sağlanamayacağı açıktır.

KOZMİK ODA’DAN BUGÜNE: AYNI SENARYO, YENİ AKTÖRLER

FETÖ döneminde talimat ile darbe yapanları gördü bu ülke.

Ergenekon, Balyoz davalarında vatanperver insanların “terörist” muamelesi gördüğüne tanık oldu bu halk.

Türkiye’nin namahremi olan, devlet sırlarının bulunduğu kozmik odalara nasıl girildiği oradaki bilgi ve belgelerin kimlere satılıp ülkenin savunmasız bırakıldığını gördük.

Uzun sözü kısası şudur.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyük ve köklü bir geleneğe sahiptir.

Devlet hesabını yarına bıraksada kimsenin yanına bırakmaz.

Varsın gerisini haksızlık ve hukuksuzluk yapanlar düşünsün…