Öncelikle merhaba.

Beni sizlerle buluşturan Yenidevir ailesine teşekkür ediyorum.

Fikirlerimi ve yaşananlara dair yorumlarımı sizler ile paylaşmak çok değerli. Bunu Yenidevir’de yapıyor olmak ise ayrı bir mutluluk vesilesi.

Neyse girişgahı çok uzatmadan asıl gündemimize dönelim.

Türkiye’de son birkaç aydır yaşanan olaylar, herkesin gündeminde.

Hangi medya kuruluşuna ait yayın organlarına bakarsanız bakın bunu fark ediyorsunuz. Gündemin hızla değişmesi de çabası elbette. Bazen yakalamak güç olabiliyor.

Kısaca size en başından özetleyeyim.

“ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ” İLK ÇIKIŞ OLDU

Önce Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş’un söylemlerini ele almak önemli.

Hatırlayın Sayın Kurtulmuş’un Anayasa'nın 3. maddesine ilişkin yaptığı açıklamalar tepki çekmişti. İnternette dokunulmazlığının kaldırılması ve yargılanması için imza kampanyası başlatılmıştı.

Peki, ne söylemişti Kurtulmuş?

"Devletin ülkesi olmaz. Devletin milleti olmaz. Bu metin, 'Milletin devleti ve ülkelisiyle bölünmez bütünlüğü' şeklinde ifade edilmelidir. “

Gerçekten öyle mi?

Türk Milletinin devleti olmaz mı? Ya da devletin mi milleti olmaz? Peki ya Türkiye Cumhuriyeti Devleti!

Olur, efendim mis gibi olur. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bayrağının altında yaşayan herkes Türk’tür. Bu milli bilinci tahsis eden ve bölünmeye karşı bir yapısal form oluşturur.

Ne Anayasanın ilk 4 maddesi ne de 66. ve 42. Maddelerin değiştirilmesi kabul edilemez.

MHP LİDERİ DEVLET BAHÇE’LİDEN BEBEK KATİLİ ÖCALAN ÇIKIŞI

Numan Kurtulmuş’un bu çıkışının ardından TBMM’nin açıldığı ilk gün gelen görüntüler şaşırtmıştı.

Türkiye’nin Milliyetçi kesimini temsil eden MHP, terör örgütü PKK yakınlığı ile bilinen ve her fırsatta sözde Kürdistan çıkışında bulunan eski HDP yeni DEM belki de yarın başka bir isim ile siyaset arenasında olacak olan partililer ile el sıkışmıştı.

Bu yetmemiş biraz zaman sonra Bahçeli partisinin grup toplantısında “Tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM’de DEM Parti Grup Toplantısı’nda konuşsun, terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın” ifadesini kullanmıştı.

Tekrar ediyorum. Bunu söyleyen Milliyetçi kesimin oy verdiği bir parti lideri.

Bugün hala bu konu tartışılıyor. AKP ve MHP’nin terörist başı Abdullah Öcalan’ın tutuklu bulunduğu İmralı’ya heyet göndermesi ve bu heyet ile sürdürülen müzakerelerde bugün öne çıkan bir gerçek.

İMRALI HEYETİNDE YERİNE KAYYUM ATANAN AHMET TÜRK VAR

Peki, bu heyette kim yer alıyor dersiniz?

Ahmet Türk…

“Eee… Ne olmuş ki?” derseniz yanıtını hemen vereyim.

Art arda atanan kayyumlar sürerken, Ahmet Türk’ün belediye başkanlığı görevini yürüttüğü Mardin’den el çektirildi. Yerine kayyum atandı. Peki, gerekçe ne idi?

Ben söyleyeyim Kobani davasında 10 yıl hapis cezası alması ve hakkında devam eden dava ve soruşturmalar gerekçe gösterildi.

Yani kısacası hem adamı terör suçlaması ile görevden alıyorsunuz, hem de devlet nazarında müzakere masası için elçi tayin ediyorsunuz. Akıl alır iş değil.

Daha yazacak o kadar şey var ki. Bazen kelimeler kifayetsiz kalabiliyor.

Neyse değerli okurlar, Sizler ile ilk tanışma yazımız bu şekilde olsun…