Yandaş medyada “ayar mayar” kalmadı.
Yani “ayarları” hepten bozuldu.
İktidarın icraatlarını savunuyoruz derken öyle şeylere imza atıyorlar ki şaşıp kalmamak mümkün değil!
Mesela iktidar büyük bir övünçle İstanbul-İzmir otoyolunu açıyor.
Tam millet, “Artık yol kısaldı, iki şehrin arası 3,5 saate indi” diye sevinecekken bu yoldan geçenlerin ödeyeceği astronomik geçiş ücreti duyulunca bu heves kursaklarda kalıyor!
Evet, İstanbul-İzmir arası 3,5 saate iniyor ama bu yolu tercih edeceklerin önüne 256 liralık bir fatura konuveriyor!
Bu kadar otoban ücretine bir de yakıt masrafını eklediğiniz zaman ortaya astarı yüzünden pahalı bir durum çıkıyor.
Sağdan soldan “bu kadar da olmaz ki” yakınmaları başlayınca yandaş medya hemen kolları sıvayarak otobana 256 lira geçiş ücreti ödeyeceklerin aslında 304 lira tasarruf etmiş olacaklarını iddia ediyor.
“Bu tasarruf nasıl olacak” diye merak edenler yandaş medyanın haberini dört gözle okuyorlar.
Yandaş medya söz konusu tasarrufun zamandan olacağını ileri sürüyor ve daha az yakıt yakılacağını savunuyor.
“Zamandan tasarrufun” nasıl yapılacağı konusunda da aydınlatıcı bilgi verilmiyor.
Tasarrufun sadece lafının edilmesi aklımıza bu tür haberler ile vatandaşların tepkisinin giderilmeye çalışıldığı ihtimalini getiriyor.
Hiçbir hesaba kitaba dayanmayan tasarruf haberleri ile kamuoyunda uyanan “bu kadarda olmaz ki” tepkisinin önüne geçmeye çalışıyor olmalılar.
İşin uzmanları dünyanın hiçbir yerinde otobanlardan geçiş ücretlerinin bu kadar yüksek olmadığını zaten otobanların kâr amaçlı değil hizmet amaçlı yapıldığını söylüyor.
Devlet doğrudan yaparsa elbette otobanlar kâr amaçlı değil hizmet amaçlı olurlar.
Ama “yap-işlet-devret” mantığı ile yapılırsa o zaman otobanlar elbette kâr amaçlı olmak zorundadır.
Ve şimdi Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu emr-i vaki bu!
Otobanları, köprüleri, tünelleri yapanlar geçiş sayısı garantisi verilerek teşvik ediliyor.
Yani taahhüt edilen sayıda araç geçmezse açığı devlet ödüyor.
Sözüm ona “yap-işlet-devret” mantığı ile yatırımlar yapılıyor ama taahhütler gerçekleşmediği için fatura yine devlete çıkıyor.
Bu yüzden de geçiş ücretleri astronomik bir hâl alıyor.
Yandaş medyaya ise bu halin üzerini “küllemek” görevi düşüyor.
Vatandaş tepki vermesin diye şekli ve yöntemi açıklanmadan ne kadar çok tasarruf edileceği yolunda asılsız haberler yayınlanıyor.