Tüzük gereği Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda açık ve kapalı olmak üzere iki tür oturum yapılır. Genellikle 'açık' şekilde yapılsa da talep durumunda 'kapalı' oturum da yapılıyor.
'İçtüzük madde/70: Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, bir siyasî parti grubunun yahut yirmi milletvekilinin yazılı istemi üzerine kapalı oturum yapabilir. Kapalı oturum önergesi verilince, kapalı oturumda bulunabilecek şahıslar dışında herkes, toplantı salonundan çıkarılır...' diyor.
Şimdi artık üçüncü bir oturum şekli daha var. Yalnız bu oturum, Saadet Partisi istediği zaman gerçekleşiyor. Tabi bu diğerlerinden statü olarak da farklı…
İçtüzük’te geçmez ama bir anlamda içtüzüğün gizli maddesi de denilebilir. İster açık ister kapalı fark etmez. Varsa bir yerde bir yamuk, hemen onunla ilgili bir gündem oluşur… Kimseden de dışarı çıkması istenmez.
“Nasılmış peki bu oturum şekli?” derseniz… Efendim burada hop kalkıp-hop oturma söz konusu. Şöyle: Kürsüde sayın bir milletvekili yumruğunu vura vura kükrer, bazı gruplar da bundan gocunur, o zaman da hop oturur-hop kalkarlar.
Mesela!
Mesela, malum Saadet Partisi on milletvekili ile meclise girip, Gelecek Partisi ile de grubu kurunca, böyle bir oturum şekli de otomatikman oluşmuş oldu.
Dersiniz ki eskiden de vardı. Vardı da böylesi yoktu. Tabi muhalefet iktidarı hop oturtup-hop kaldır(a)mayınca iktidar da istediği gibi at oynatıyordu. Artık o devir kapandı.
Şimdi Saadetli bir vekilin meclis genel kurulunda, gündemle ilgili veya gündem dışı söz alması yeterli. Söz alıp, adım adım kürsüye doğru yaklaştıkça, iktidar ve ortakları gruplarını ter basmaya başlıyor ve yavaş yavaş kravatlar gevşetiliyor.
Her neyse, şimdi artık meclis kürsüsünden kral çıplak diye bağıran birileri var mı? Var. Onlar, "Kral çıplak!" diye bağırdıkça, yardakçılar, hop kalkıp-hop oturuyorlar. E, bu lazımdı tabii… Öyle iktidarı kendi haline bırakırsan, ohooo o!
Yok öyle artık mışıl mışıl uyumak! Meclis sıraları otel odası değil ki arkadaş... 86 milyon uyuman için mi seni o koltuklara oturttu. Uyuyacaksan git evinde uyu. İlla ki oraya uyumayan birleri gelir oturur.
Ha, mademki orada oturuyorsun, o zaman gereğini yapacaksın! Yok öyle maaşı alıp, cebe koyup da yan gelip yatmak. Yok öyle grup başkanına bakıp da parmak kaldır-indir yapmak. Gerekirse, bir yanlışlık varsa, kim olursa olsun; itirazını da edeceksin, gereğini de yapacaksın! İsterse kendi partin olsun…
Ha! Bunları buradan söylemek kolay belki ama şu da bir gerçek ki bu beklentilere müspet bakmak sizin için hiç de kolay değil! Yani ne yardan ne serden vazgeçemezsiniz. Ama bu ilanihayi böyle devam etmez. Niceleri o koltuklardan geldi geçti.
Elbet bir gün milletin içinden çıkan gerçek temsilciler, Milli Görüşçüler, gelip oturacaklar o koltuklara. O zaman da kimsenin hop oturup-hop kalkmasına gerek olmayacak, bu da böyle biline!..