Kadir Gecesi, Kur’an-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde önemi ve fazileti hakkında bilgilerin bulunduğu müstesna zaman dilimidir ve Muhammed ümmetine lütfedilmiştir.
Kur’an-ı Kerim’de, Kadir Gecesi’nin bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilmiştir. Bin ay, 83 yılı mütecaviz bir zaman dilimidir ve ortalama insan ömründen fazla bir zamana tekabül eder, bu sebeple çok büyük bir fırsattır.
Kadir Gecesi’nin fazileti hakkında Kur’an-ı Kerim’de, “Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir Gecesi’nde (Levh-i Mahfuz’dan dünya semasına) indirdik. Kadir Gecesi’nin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir Gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. O gece melekler ve Ruh Rabbinin izniyle (o sene takdir edilen) her iş için arka arkaya iner. O gece tan yeri ağarıncaya kadar selam ve esenliktir” (Kadir, 1-5) buyrulmaktadır.
Kur’an-ı Kerim bu gecede Levh-i Mahfuz’dan dünya semasına indirilmiştir. Bu mübarek gece hakkında Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “(O sayılı günler) Ramazan ayıdır ki, Kur’an insanlara bir hidayet ve hakka ulaştıran, hakla batılı ayıran açık ayetler halinde bu ayda indirildi. İmdi sizden kim bu aya erişirse onun orucunu tutsun. Kim hasta olur veya seferde bulunursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde (kaza etsin!). Allah size kolaylık diler; güçlük istemez (onun için hastalık ve sefer hallerinde orucu terk etmenizi mübah kılmıştır). Bu kolaylığı, sayıyı tamamlamanız ve size yol gösterdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanımanız için meşru kılmıştır. Umulur ki, şükredersiniz” (Bakara, 185).
Başka bir ayet-i kerimede ise bu gecede her hikmetli işin, en çetin ve derin problemlerin halledileceği belirtilerek şöyle buyrulmaktadır: “Biz onu, mübarek bir gecede (Kadir Gecesi’nde) indirdik. Çünkü biz (onunla) uyarıcılarız. Her hikmetli iş o gecede ayırt edilir (en çetin ve derin problemler halledilir)” (Duhan Sûresi, 4-5).
Öyle mübarek bir gece ki, tan yeri ağarıncaya kadar selam ve esenlik dolu. Öyle bir gece ki başucu kitabımız Kur’an-ı Kerim’in Levh-i Mahfuz’dan dünya semasına indirildiği bir gece. Öyle bir gece ki en çetin problemlerin çözüme kavuştuğu bir gece. Öyle bir gece ki, insan ömrüne bedel.
Allah-u Teâlâ, bizlere sürekli ebedi âleme göç etmeden eksiklerimizi tamamlamak, kusurlarımızı gidermek, günahlarımızdan tövbe etmek ve salih bir mümin olmak için fırsatlar vermektedir. İşte böyle bir zaman dilimine ulaştık. Allah-u Teâlâ nasip ederse mübarek Kadir Gecesi’ni idrak edeceğiz.
Kadir Gecesi, hatalarımızdan dönmek, günahlarımıza tövbe etmek, kulluk bilincini kuşanmak ve hulus-i kalp ile her türlü mâsiyeti terk etmek için büyük bir fırsattır. Hem de tahayyülümüzün fevkinde bir fırsat.
Peygamber Efendimiz (S.A.V.), “Kim inanarak ve karşılığını sadece Allah’tan umarak Kadir Gecesi’ni ihya edip ibadetle geçirirse, geçmiş günahları bağışlanır” (Buhari, İman, 35, Tirmizi, Savm, 1) buyurmaktadır. Elbette burada kul hakkına ve kamu hakkına müteallik haklar ilgilileriyle helalleşmeyi de gerektirir.
Bu konuda Peygamber Efendimiz (S.A.V.) ashab-ı kirama, “Müflis kimdir biliyor musunuz?” diye sormuş; onların da, “Malını mülkünü kaybetmiş, iflas etmiş kimsedir ya Resulallah” diye cevap vermesi üzerine Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: “Aksine gerçek müflis şu kimsedir: Kıyamet günü kıldığı namaz, tuttuğu oruç ve verdiği zekâtla gelir. Ancak dünyada iken şuna sövmüş, buna iftira atmış, ötekinin malını yemiş, berikinin kanını dökmüş, bir başkasını dövmüştür. İhlâl ettiği bu hakların karşılığı olarak onun iyiliklerinden alınıp hak sahiplerine verilir. Şayet hesabı görülmeden iyilikleri biterse, mağdur ettiği insanların günahlarından alınarak onun üzerine yüklenir, sonra da cehenneme atılır” (Müslim, Birr, 59).
Peygamberimiz (S.A.V.) başka bir hadis-i şerifte şöyle buyurmaktadır: “Kimse hakkı olmayan bir karış toprağı bile almasın! Eğer alırsa, kıyamet gününde Allah yedi kat yeri onun boynuna dolar” (Müslim, Müsâkât, 141).
Ahirette müflis kişilerden olmamak için kul hakkı ve fazlası kamu hakkı hususunda dikkatli olmak gerekir. Tövbe ederken de helalleşme yapılmalıdır ki hüsrana uğramayalım.
Kadir Gecesi, kul hakkı başta olmak üzere her türlü günahı terk etmek için de bir fırsattır. Bu gece yeni bir başlangıç olabilir. Samimiyetle hata ve günahlarımıza pişman olarak yeniden dirilebiliriz.
Günahlarımıza tövbe yolunu da yine Peygamber Efendimiz bildirmiştir. Kendisine, “Ey Allah’ın Resulü, Kadir Gecesi’ne ulaşırsam ne diyeyim?” diye soran sahabeye şöyle demesini tavsiye etmiştir: “Allahümme inneke afuvvun kerîmün tuhibbu’l afve fa’fuanni/Allah’ım! Sen affedicisin, cömertsin, affetmeyi seversin, beni de affeyle” (Tirmizi, Deavât, 89).
Bu gece, Peygamber Efendimizi (S.A.V.) örnek alarak, ailemizle birlikte ibadet ve taatimizi artırmalıyız. Geceyi, namaz, Kur’an tilaveti, zikir ve Müslüman kardeşlerimizin dertleriyle dertlenerek geçirmeliyiz.