Ülkemiz bugüne kadar çok deprem gördü ama “böylesine büyük bir depreme” ilk kez tanık oluyoruz!

Yetkililer “böylesine büyük bir depreme” hazırlıklı olmanın mümkün olmadığını itiraf ediyorlar.

Depreme hazırlıklı olmanın ilk şartı nedir?

Kuşkusuz ilk şart depreme dayanıklı konutların yapılmasıdır!

Nitekim deprem kuşağındaki kimi ülkeler bu işi çözmüşler ve depreme dayanıklı konutlar inşa ederek yaşanan bir depremden en az zararla çıkmayı başarmışlar.

Aynı şeyi biz yapamaz mıyız?

Yaparız elbette ama önce deprem olayına bakış tarzımızın değişmesi gerekir.

Bizim deprem olayına bakış tarzımız deprem sonrası yapılacak faaliyetlere odaklanmış durumda!

Yaşanan bir deprem felaketi sonrası depremzedeleri iskân etmek için yapılacak konutları en kısa sürede bitirmek bir başarı olarak görülüyor ve de bununla övünülüyor.

Şimdi de benzer sözler duyuluyor.

Önceki depremlerde olduğu gibi yine en kısa sürede deprem konutlarının bitirileceği ifade ediliyor.

İşte deprem felaketi yaşayan öteki ülkeler ile bizim aramızdaki fark burada ortaya çıkıyor.

Onlar imkânlarını deprem öncesi seferber ederek depreme dayanıklı konutlar inşa ediyorlar ve bir deprem yaşandığı zaman en az zararla atlatıyorlar. Biz ise imkânlarımızı deprem sonrası inşa edilecek konutlar için seferber ediyoruz.

Depremzedeler uzun süre çadırlarda ve konteynırlarda yaşadıktan sonra başlarını sokacak bir konuta kavuşuyorlar.

Üstelik yaptığımız yeni konutların olası bir depreme ne kadar dayanıklı olduklarını da henüz net olarak bilemiyoruz.

Umarız depreme dayanıklı olarak yapılıyorlardır.

Deprem sonrası kolları sıvayıp yaptığımız konutları felaket yaşanmadan önce yapsak fena mı olur?

Ülkemizde ne fay hatları meçhul ne de deprem riski yüksek olan yerleşim yerleri meçhul!

Hepsi biliniyor!

Bunlar bilindiğine göre deprem felaketi yaşanmadan önce kollar sıvansa ve depreme dayanıklı konutlar inşa edilerek risk asgariye indirilse olmaz mı?