İnsanlar, kavramları kullanarak dünyayı anlar, olayları sınıflandırır ve düşüncelerini düzenler. Kelimelerin gücü aslında her şeyin üzerindedir. Söylem oluşturma, propaganda süreçleri, siyasal iletişim ve reklam faaliyetleri gibi ikna odaklı çalışmaların tamamı kelimelerin gücünden beslenir. Merkezde hep kelimelerin gücü, kavramların zihin üzerinde oluşturduğu hakimiyet vardır. İnsanlar olan biten, gerçekleşen şeylere değil kendilerine anlatılanlara bakarak tercihlerini belirler.
Bunun en çarpıcı örneklerini siyasal alanda gözlemlemek mümkündür. Mesela politikacılara seçimleri kazandıran yaptıklarından ziyade konuştukları ve vaatleridir. Kitleler onların icraatlarından daha çok sözleri ile ilgilenir, özellikle seçim zamanlarında. Bunu çok iyi bilen politikacılar her zaman kelimelerin gücünden faydalanarak büyük vaatlerde bulunurlar. Sonrasında ne yaptıklarının kitleler açısından çok da önemli olmadığını gayet iyi bilirler.
Ticari dünyada da durum farklı değildir. Popüler kültür bu anlamda çok bağlayıcı ve ikna edicidir. Popüler kişilerin reklamlarda oynaması ya da popüler olan diğer her şeyin reklamlara malzeme edilmesi de bundan kaynaklanmaktadır.
Aslında bu açıdan bakıldığında dünya popülizm üzerinden kavramlarla yönetilir. Popüler olan her şeyle, kavramlar el ele verip zihin dünyamızda türlü algı operasyonları yapar. Mesela Dubai çikolatası buna verilecek en güncel örneklerdendir. Bu çikolatanın adı Dubai değil de Arap çikolatası olsaydı şu an ülkede büyük bir tartışma içerisine düşmüş iki kutup olurdu ama lüksün, şatafatın, paranın, gücün, popülizmin merkezlerinden olan Dubai ismi kullanıldığı için çılgınca bir sahiplenme ve düşüncesiz bir kabul söz konusu.
Mesele aslında gerçeğin ne olduğu değildir, bizim ona yüklediğimiz anlam ve kafamızda oluşan resimlerdir. Asıl olan popüler kültürün üzerimizdeki hakimiyetidir. Zihnin popüler kalıplar karşısındaki esareti her şeyin üstündedir. Moda adı altında akıl almaz akımların gerçekleşmesi buna örnektir. Sosyal medya mecralarında art arda patlayan akımlar buna örnektir. Popüler sosyal medya hesaplarının akıl ve mantıktan yoksun gücü buna örnektir. Bilim adamlarının takipçi sayısının topçu, popçu, şarkıcı ve türkücülerden daha az olması buna bir örnektir.
Kavramların hakimiyeti altında, algılarla yönetilen ve popülizme teslim olmuş bir dünyada yaşıyoruz. Hakikatin peşinde olmak, hakikati aramak ve bu uğurda mücadele etmek ne zor.