San Diego Üniversitesi'nin web sitesinde yapay zekâ ve eğitimle ilgili bir araştırma da öncelikle bilgisayarların ve robotların çocuklarımıza ders verdiği, öğretmenlerin yerini aldığı, eğitimden insan unsurunun çıkarıldığı bilimkurgu senaryolarını aşmak gerektiği vurgulanıyor. Aslında bu sorular ve korkular yeni değil.
İngilizce bir metin okurken "Teknolojik Devrim" başlıklı bir yazıyla karşılaşmıştım. Yazının tarihi 1996 yılıydı ve genel olarak “Bilgisayar, insanları işsiz bırakır mı?” sorusu etrafında şekilleniyordu. Mesleklerin tarihsel olarak nasıl değiştiğine değinerek, 2000’li yıllarda birçok insanın işsiz kalabileceği öngörülüyordu.
Yıl 2024… Güncel korku ise yapay zekâ. Ne yazık ki aynı endişe, toplumun geniş bir kesiminde hâlâ var. Aşağıdakilere benzer sorular dile getiriliyor ve bu korku cümleleri sıklıkla ifade ediliyor.
- Yapay zekâ, bilgisayar mühendislerini, yani kendi üreticilerini işsiz bırakır mı?
- Öğretmenlerin yerini yapay zekâ veya robotlar alır mı?
- Yapay zekâ, diğer çalışanları işsiz bırakır mı?
Peki, 2000’li yıllarda ne oldu? Bilgisayarlar yüzünden insanlar işsiz mi kaldı? Aslında bu sorunun cevabını hepimiz yaşayarak öğrendik. Teknolojik gelişime ayak uyduramayan dünyanın en büyük firmalarının iflas ettiğine şahit olduk. Aynı şekilde teknolojinin, mesleklerin yapılış biçimlerini ciddi şekilde değiştirdiğini, hızlandırdığını ve farklılaştırdığını gözlemledik. Ancak teknoloji, insanları işsiz bırakmak yerine, birçok yeni iş alanının doğmasına vesile oldu. Dünyanın en ücra köşesindeki internet erişimine sahip bir kişi bile, ürünlerini dünyanın farklı bölgelerine satabilecek duruma geldi ve böylece devasa bir iş hacmi oluştu. Bu iş hacmi, öyle boyutlara ulaştı ki kargo şirketlerinden e-ticaret çalışanlarına kadar yüzbinlerce kişiye nitelikli istihdam sağladı. E-ticaret gibi farklı sektörlerin teknolojiyle gelişip, daha fazla insana iş imkânı sunduğuna şahit olduk ve bu süreci yaşamaya devam ediyoruz.
Yapay zekânın da mevcut meslekleri değiştireceği açıktır. Ancak bu değişim, tıpkı geçmişte bilgisayar teknolojilerinin iş dünyasında yaptığı gibi, beraberinde yüzlerce yeni fırsat doğuracaktır.
Eğitim camiasında da benzer bir sürecin yaşanacağını ve bu değişimle birlikte yeni fırsatların ortaya çıkacağını fark etmek önemlidir. Nasıl ki online video platformları, canlı dersler, Web 2.0 teknolojileri, akıllı tahtalar, tabletler ve eğitim yazılımları öğretmenlerin yerini alamadıysa, yapay zekâ da öğretmenlerin yerini alamayacaktır.
Bununla birlikte, eğitim camiasının hızla yapay zekâ okuryazarlığı kazanması ve teknolojiyi sadece tüketmek yerine sunduğu fırsatlar üzerine yoğunlaşması gerektiği de en açık gerçeklerden biridir. İnternet teknolojisi sayesinde bilgiye ulaşmanın çok kolaylaştığı dönemlerde, başlangıçta bu teknolojiye mesafeli duran eğitimciler, bugün en çok kullananlar arasında yer almaktadır.
Peki ne yapmalı?
- Eğitimciler öncelikle yapay zekâ ile aralarındaki mesafeyi hızla yakınlaştırmalı.
- Var olan yapay zekâ teknolojilerinin nasıl verimli kullanılabileceğini keşfetmeli.
- Eğitimciler, kendi branşlarında yapay zekâyı nasıl etkin kullanacaklarını ivedilikle keşfetmeli.
- Eğitimciler, öğrencilerin yapay zekâyı nasıl ve nerede kullandıklarını iyi tahlil etmeli.
- Yapay zekâ, öğrenci, öğretmen ilişiklisinin nasıl şekillenmesi gerektiği belirlenmeli
- Yapay zekânın etik yönleri öğrencilere kavratılmalı.
- Hem öğrenci hem de öğretmenler, yapay zekâ teknolojilerinin tehditlerine karşı nasıl önlem alabilecekleri konusunda donanımlı hale getirilmeli.
- Teknolojiyi tüketmek yerine, onu etkin bir şekilde kullanmanın yolları aranmalı.
- Yapay zekâ okuryazarlığının yanında, teknolojiyi daha etkin kullanabilen eğitimciler alan uzmanı olarak kendilerini geliştirmeli.
- Alan uzmanları, yapay zekânın daha etkin kullanılması adına yapay zekâ mühendisleri ile birlikte çalışarak yeni ürünler geliştirmeli.
- Yapay zekâ teknolojileri ile aramızdaki mesafenin açılmasına asla izin verilmemeli.
- Kurum yöneticileri, eğitimcilerine yönelik gerekli eğitim organizasyonlarını hızla düzenlemeli.
- Branş bazlı çalıştaylar düzenlenmeli.
- Çalıştayların sonuçları analiz edilip, bir yol haritası çıkarılmalı.
- Pilot uygulamalarla yapay zekâ çözümleri test edilmeli.
- Öğrencilerin gelişimlerine uygun yapay zekâ araçları geliştirilip, yaygınlaştırılmalı.
- Fırsatlar, tehditler ve etik sorunlar hakkında velilere bilgilendirme seminerleri düzenlenmeli.
- Yapay zekâ çalışmaları bireysellikten çıkıp kurumsal bir boyut kazanmalı.
- Milli Eğitim Bakanlığı ve üniversiteler, kurumsal planlamalarla eğitim uygulamalarını güncellemelidir.