Yaşanan büyük deprem felaketi ile ilgili olarak yapılan kimi açıklamalar insana “bari bu yapılmasa” dedirtiyor.
Olağanüstü bir hâl yaşanıyor!
Bu felaket dünyanın neresinde yaşanırsa yaşansın tüm yardım çalışmalarının yetersiz kalacağı aşikâr!
Hâl böyle iken kimi açıklamalarda “her şeyin kontrol altında” olduğunun iddia edilmesi ve “sosyal medyada yer alan asılsız haberlerle olayın çarpıtılmaya çalışıldığının” ileri sürülmesi “yaraya tuz basmak” gibi oluyor!
“Kontrol altında” olduğu iddia edilen “her şey” aslında herkesin gözü önünde cereyan ediyor.
Yaşanan felaket ayrım yapmaksızın herkesin canını yakarken ve bu durumdan iktidar yanlıları da yakınıp dururken “sosyal medyayı” suçlu ilan etmek işin kolaycılığına kaçmaktan başka bir şey değil!
Tamam, sosyal medyada işi abartanlar olabilir.
Onlar hakkında da yasal işlem yapılır.
Ama böylesine büyük bir felaket karşısında “hiçbir şey” doğru dürüst kontrol altına alınamamışken “her şeyin” kontrol altında olduğunu iddia etmek insanların aklı ile alay etmek gibi olmuyor mu?
Hemen hemen herkes bu büyük felaketten etkilenmiş durumda.
Yani dememiz o ki bu felaketten etkilenmeyen vatandaşımız yok gibi bir şey!
Pek çok kişi ya bir yakınını kaybetmiş ya bir yakını enkaz altında kalmış, ya da bir yakının evi yıkılmış durumda!
Ve ülkenin her noktasından gelen yardım talep eden çığlıklar kulaklarda çınlayıp duruyor.
Böyle bir ortamda her şeyin kontrol altında olduğunu iddia etmek insanların nasırına basmak gibi bir tepki doğuruyor.
Elbette yöneticilerin önde gelen görevi ortamı sakinleştirecek açıklamalar yapmalarıdır.
Elbette yöneticiler insanlara güven veren açıklamalar yapma durumundadırlar.
Ama insanları sakinleştiriyoruz derken, insanlara güven veriyoruz derken ipin ucu kaçırılmamalıdır.
Yani kaş yapalım derken göz çıkarılmamalıdır.
Herkesin gözü önünde cereyan eden olaylar bambaşka bir tarzda anlatılmaya kalkışılırsa insanlar ne sakinleşirler.
Ne de bu açıklamaları yapanlara güven duyarlar.
Bu tür açıklamaların sahipleri sadece ve sadece tepkilere muhatap olurlar. “Bizim içimiz yanıp dururken bu ne diyor böyle” diye eleştiri toplarlar.