Ankara’nın İlk Camisi, Sultan Alâeddin Camii-Foto galeri
Ankara'nın ilk camisi hangisi...Hangi devlet zamanında yapıldı. Mimarı kimdir? Ne zaman inşa edildi. Ne zaman restore edildi...Hangi devlet yaptırdı...Mimari özellikleri nelerdir.
Ankara Kalesi'nde bulunan Başkentin ilk camisi Sultan Alâeddin Camii, 900 yıllık minberiyle geçmişten günümüze ışık tutuyor. 1186 yılında yapılan Sultan Alâeddin Camii avlusu, girişi ve kadınlar mahfilindeki özellikleriyle de dikkatleri çekiyor.
Caminin giriş kapısının iki yanında, son cemaat yerine bakan iki, batı cephesinde altta ve üstte üçer, doğuda altta üç ve kıblede üstte iki, kadınlar mahfilinde de kuzeye açılan üç pencere olmak üzere toplam 16 pencereyle içi aydınlanır.
Cami Hariminin giriş kapısının iki yanında müezzin mahfeli bulunmakta olup günümüzde sağ tarafta kamet ve müzezzinlik yapılmaktadır.
Üst katta oyma kafes tekniği ile yapılmış, giriş kapısı hizasındaki orta kısmı yarım daire şekilli kadınlar mahfeli yer almaktadır.
Caminin Mihrabı ise 1895 yılındaki onarımdan kalmış olup ilk cami mihrabının doğu cephesi avlusunda olduğu görülmektedir.
Kıble duvarının batı tarafında bulunan ve küçük bir dehlize açılan kapıdan saraya bağlantı olduğu ihtimali üzerinde durulmakla birlikte çilehane olduğu yönünde de görüşler bulunmaktadır.
Kuzeybatı köşede camiden ayrı yerde bulunan kare planlı, kesme taş bir kaide üzerinde yükselen minare, silindirik tuğla gövde üzerine yumuşak beyaz taşla inşa edilmiştir.
Tek şerefeli ve 30 metre yüksekliğindeki minare, tuğla gövdenin altında ve üstünde birer taş bileziğe sahiptir. Taş korkuluklu şerefeli minarenin üstü ise kurşun külahlıdır.
Caminin kuzeyindeki son cemaat yeri ile üstündeki kadınlar mahfeli cami ile birlikte yapılmıştır.
Anadolu’daki son cemaat yeri ve üst katta kadınlar mahfeli olan ilk cami özelliğine sahiptir.
Sultan Alâeddin Camii, doğusunda daha önce inşa edilmiş eski Eski Camisi ve minberi, batısındaki Selçuklu Sarayı, kuzeyindeki son cemaat yeri ve onun üstündeki kadınlar mahfeli ile dikkatleri çekmektedir.
Sultan Alâeddin Camii başta Hacı Bayram, İbadullah, Ağaç Ayak ve Zincirli camileri gibi pek çok esere de ilham kaynağı olmuştur.
Alâeddin Camii’nin doğusundaki, 15.92 m. uzunluğa ve en geniş yerde 9.13 m genişliğe sahip, günümüzde üstü tamamen açık olan alan, Türkler’in 1073’te Ankara Kalesini fethettikten sonra yaptıkları ilk camisidir (Eski Cami).
Hemen batısında bir de kilisenin bulunduğu düşünülen Eski Cami, iç kaledeki mekân darlığı yüzünden çok küçüktü,. Bu yapıdan günümüze gelen en önemli unsur üst yarısı tamamen yıkılmış olan ve iki kademe halinde derinleşen mihraptır.
1073’te Türklerin Ankara Kalesi’ni fethedilmesinin ardından 12. yüzyılın ikinci çeyreğine kadar şehirdeki Müslüman nüfus fazla değildi. Bu dönemlerde Müslümanlar genellikle terkedilen veya ortak kullanılan kilise veya diğer mabetlerde ibadet ederlerdi.
Yapı 361 yılında Sultan Orhan’ın valisi Sülü Paşa ve II. Murad devrinde 1433 yılında Şerif Sünbül Hatun tarafından onartılmış; II. Abdülhamid devrinde 1895 yılında tekrar onarım görmüştür.
Cumhuriyet devrinde ise 1954 ve 1985 yıllarında da Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarılmıştır. Geçirdiği birçok tamirle aslî mimarisini büyük oranda kaybetmiştir.
Sultan Alâeddin Camii, Ankara Altındağ Müftülüğü görev alanında olup beş vakit ibadete açıktır.