Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın tutuklanması Türkiye gündemini derinden sarstı. 21 Ocak 2025 tarihinde cezaevine gönderilen Özdağ hakkında yürütülen soruşturmanın detayları kamuoyuyla paylaşılırken, kararın siyasi yankıları da devam ediyor.
Ümit Özdağ tutuklama süreci nasıl başladı?
Ümit Özdağ'ın tutuklanmasına giden süreç, 19 Ocak 2025 tarihinde Zafer Partisi’nin il başkanlarıyla yaptığı istişare toplantısında sarf ettiği sözlerle başladı. Toplantıda yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik ifadeleri, savcılık tarafından “Cumhurbaşkanına hakaret” suçu kapsamında değerlendirilerek soruşturma başlatılmasına neden oldu.
Ancak soruşturma bu suçlamayla sınırlı kalmadı.
Suçlama genişletildi: Tahrik suçu eklendi
Savcılık, yapılan incelemelerin ardından dosyada yer alan içeriklerin toplumu kin ve düşmanlığa sevk edebileceği kanaatine vararak, soruşturmayı "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek" suçunu da kapsayacak şekilde genişletti.
Bu kapsamda hakkında yakalama kararı çıkarılan Özdağ, Ankara’da gözaltına alındı ve İstanbul’a getirildi. Süreç boyunca kamuoyunda çeşitli tartışmalar yaşanırken, hukukçular da tutuklama gerekçelerini detaylı şekilde değerlendirdi.
Adliye süreci: İki farklı suçlama, iki farklı karar
Ümit Özdağ, İstanbul Adliyesi'nde önce savcılığa ifade verdi. Ardından, sevk edildiği nöbetçi sulh ceza hakimliği tarafından iki ayrı başlık altında değerlendirildi:
-
Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasından serbest bırakılmasına karar verildi.
-
Ancak "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek" suçlaması nedeniyle tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Mahkeme, Özdağ’ın konuşmalarının toplumda kutuplaşmaya neden olabileceği ve kamu düzenini bozma riski taşıdığı kanaatine vardı.
Siyasi yankılar büyüyor
Ümit Özdağ'ın tutuklanması, siyasi çevrelerde büyük tartışmalara yol açtı. Muhalefet temsilcileri bu kararın siyasi baskının bir parçası olduğunu savunurken, hükümet kanadı ise hukuki sürecin işletildiğini ifade etti.
Zafer Partisi yetkilileri ve destekçileri, sosyal medyada “Özdağ'a özgürlük” kampanyası başlattı. Kamuoyunda da tutuklama kararının gerekçeleri ve orantılı olup olmadığı konusu güncelliğini koruyor.
Hukukçular ne diyor?
Hukuk uzmanları, "halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek" suçlamasının Türkiye’de zaman zaman muğlak biçimde uygulanabildiğine dikkat çekiyor. Bazı hukukçular Özdağ’ın ifadelerinin siyasi eleştiri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunurken, bazıları da konuşmaların kamu düzenini bozabilecek nitelikte olduğunu düşünüyor.
Ümit Özdağ ne dedi?
Tutuklama kararı sonrasında basınla doğrudan bir açıklama yapamayan Ümit Özdağ’ın, avukatları aracılığıyla kamuoyuna ilettiği mesajda, “Fikrimi söyledim, susmamı isteyenler yanılıyor. Bu milletin özgürlüğü için mücadele etmeye devam edeceğim” ifadelerine yer verdiği bildirildi.
Özdağ’ın avukatları, tutuklama kararına itiraz edeceklerini ve Anayasa Mahkemesi'ne kadar gideceklerini duyurdu.