İstanbul’da 23 Nisan sabah saatlerinde meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem, hem şehirde hem de çevre illerde büyük paniğe neden oldu. Depremi değerlendiren Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, sarsıntının Kuzey Anadolu Fayı'nın batı segmentinde gerçekleştiğini ve sadece fay hattının bir kısmının kırıldığını açıkladı.
Sözbilir, "Tümünün kırılması daha büyük bir deprem anlamına gelir. 7,4-7,5 büyüklüğünde bir felaketten bahsederiz. Ama bu parçalı kırılmalar, enerjinin kontrollü şekilde boşalmasını sağlayabilir" dedi.
"Bu Da Bir İstanbul Depremi"
Bazı çevrelerde, İstanbul’un merkezine uzak olması sebebiyle bu depremin 'asıl beklenen büyük deprem' olmadığı tartışmaları yaşanırken, Prof. Dr. Sözbilir farklı bir noktaya dikkat çekti:
“Aslında bu da bir İstanbul depremi. Çünkü Silivri açıkları İstanbul’un etki alanıdır. Parçalı da olsa bu tür kırılmaların olması, enerjinin zamana yayılmasını sağlayabilir.”
"Eğer Deprem Bu Şekilde Tamamlandıysa, Ucuz Kurtulduk"
Depremin yaklaşık 13 saniye sürdüğünü belirten Sözbilir, şu değerlendirmelerde bulundu:
-
Deprem, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın batı kolunda meydana geldi.
-
Silivri’ye yaklaşık 25 kilometre mesafede gerçekleşti.
-
Çanakkale, Balıkesir, İzmir gibi illerde hissedilmesi, bu büyüklükteki depremler için normal.
-
Fayın tamamı kırılmış olsaydı, sonuçları çok daha ağır olurdu.
"Parçalı Kırılmalar İyidir"
Sözbilir'in açıklamasındaki en dikkat çekici nokta ise parçalı kırılmaların pozitif etkisine dair ifadeler oldu:
“Eğer tek parça büyük bir kırılma yaşansaydı, 7'nin üzerinde bir deprem olurdu. Ancak bu şekilde 6’lık, 5’lik depremlerle biriken enerji yavaş yavaş boşalırsa büyük yıkımların önüne geçebiliriz. Bilimsel anlamda fayın kaç parçadan oluştuğu hâlâ tartışılıyor ama bugün yaşadığımız, sistemin bir parçasının kırıldığına işaret ediyor.”
Deprem İstanbul'un Geleceği İçin Ne Anlama Geliyor?
Bu tür depremler enerji boşalması açısından pozitif olarak değerlendirilse de uzmanlar, İstanbul için büyük deprem riskinin hâlâ ortadan kalkmadığını vurguluyor. Kuzey Anadolu Fay Hattı, Marmara Denizi’nin altından geçen segmentlerle halen potansiyel risk taşımaya devam ediyor.