Saadet Partisi lideri Arıkan, Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla ilgili olarak "Keşke dün adliye koridorlarına kurulan barikatlar, limanlara Türkiye'den İsrail'e giden gemilerin önüne konulabilseydi" dedi.
"TÜRKİYE HEM ADALET HEM DE KALKINMA KRİZİ YAŞIYOR"
Birçok belediyeye kayyum atanmasını, milletvekili ve gazetecilerin cezaevinde bulunmasına karşı çıkan Arıkan, "Bugün Türkiye, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında hem adalet hem de kalkınma krizini yaşamaktadır" dedi. Adaletin evrensel bir kavram olduğunu vurgulayan Arıkan, "Kur’an-ı Kerim’de otuzun üzerinde ayette adalet emredilir. Ancak bugün hukuk kişilere göre eğilip bükülüyor" ifadelerini kullandı.
Arıkan, hükümete yolsuzluk iddiaları üzerinden de eleştiriler yönelterek, "Bütün bunların yanında bildiğimiz, ifade etmek durumunda kaldığımız başka gerçekler var. Ankara'yı parsel parsel satanlar dışarıdalar. Rıza Sarraf'tan milyonluk rüşvet alanlar dışarıdalar. Bavullarında külçe külçe altınla yakalanan milletvekilleri dışarıdalar. Kendi bakanlığına dezenfektan satanlar dışarıdalar. Yunus Emre Enstitüsü soyanlar onlar da dışarıdalar. Kartalkaya otel yangınının suçlusu hala bakanlık koltuğunda oturmakta" diye konuştu.
"Adalet terazisi herkese eşit tutulmalı"
Ülkede adaletin ve hukukun büyük darbeler aldığına dile getiren Arıkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu son günlerde yaşadığımız şey adalet değil, çifte standarttır. Adalet terazisi herkese eşit tutulmalı, hukuk kişilere göre eğilip bükülmemelidir. Bütün muhalefete karşı yürütülen operasyonlar aziz milletimizin geleceğine şerh düşmek, siyaseti dizayn etmek amaçlıdır. Biz Saadet Partisi olarak bunu reddediyoruz. Dün 'ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır' diyenler bugün tüm kararları kendi tekellere geçirmenin mücadelesini vermektir. Dün 28 Şubat ile 'hesaplaştık, hesaplaşıyoruz' diyenler, bugün maalesef 28 Şubat uygulamalarına imza atıyorlar. Biz de diyoruz ki; ne askeri, ne sivil vesayet, tek çıkar yol var, o da adalet, adalet, adalet.""Yine iftar sofraları, sahur sofraları bombalanıyor"
Gazze’de süren Siyonist İsrail saldırılarına da vurgu yapan Arıkan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bir tarafta bunları tedirginlikle izlerken bir tarafta da gözümüz, gönlümüz Gazze'de. 18 aydır Gazzemiz işgal altında. Katil İsrail durmaksızın zulme devam ediyor. Yine iftar sofraları, sahur sofraları bombalanıyor. Yine sahurda masum çocuklar katlediliyor. Keşke dün adliye koridorlarına kurulan barikatlar, limanlara Türkiye'den İsrail'e giden gemilerin önüne konulabilseydi. Keşke gençlerin meydanlara ulaşmaması için kurulan engeller İsrail'e petrol taşıyan boru hatlarının önüne konulabilseydi. Keşke kendinden olmayan belediye başkanlarına savcı atama konusundaki istek, katil Netanyahu için verdiğimiz ve üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen ilgi ve alaka göstermedikleri dilekçelerimiz için de bu hassasiyet gösterebilseydi. O zaman adalet terazisi bu kadar eğilmez, vicdanlarımız bu kadar yaralanmazdı."