İspanya, yılda 8 milyon 256 bin ton zeytin üretimiyle dünya liderlerinden biri. Ülkenin yıllık 6 milyon tonluk yakıt ihtiyacının büyük bir kısmı biyoyakıtlarla karşılanıyor. Biyoyakıtın en önemli kaynaklarından biri ise zeytin çekirdeği.
Türkiye ise yılda 3 milyon tonun üzerinde zeytin üretimiyle dünya sıralamasında dördüncü sırada yer alıyor. Peki, Türkiye’de de zeytin çekirdeğinden biyoyakıt üretimi yapılabilir mi?
Uzmanlar ne diyor?
İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Kocaarslan, biyoyakıt üretiminin sadece zeytin çekirdeğiyle sınırlı olmadığını belirtiyor. Kocaarslan, "Zeytin çekirdeği dışında odun talaşı, mısır kozası, pirinç kabuğu, sebze ve meyve atıkları gibi biyokütle kaynakları da enerji üretimi için değerlendirilebilir." diyor.
Türkiye’de biyokütle enerjisi üretimi için çeşitli tesisler bulunuyor. En büyük kapasiteye sahip olanı ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait 90 MW kurulu güce sahip Seymen Çöpgazı tesisi.
Avantajlar ve dezavantajlar
Zeytin çekirdeğinden yakıt üretimi düşük maliyetli bir çözüm sunarken, çevre dostu olmasıyla da dikkat çekiyor. Fosil yakıtlar gibi uzun yıllar önce depolanmış karbonu atmosfere salmadığı için karbon döngüsüne zarar vermiyor. Ancak bu sistemin bazı dezavantajları da var:
- Lojistik maliyetleri yüksek olabilir.
- İleri teknoloji gerektirir.
- Üretim kapasitesi sınırlı olabilir.
- Kuraklık gibi çevresel faktörler hammadde arzını etkileyebilir.
Gerçekten benzine rakip olabilir mi?
İspanya’da zeytin çekirdeklerinden elde edilen sıvı yakıt, dizel ve benzine göre %70’e kadar tasarruf sağlıyor. Ancak Türkiye’de yaygın olarak kullanılabilmesi için uygun altyapının oluşturulması gerekiyor.
Zeytin üretiminin yoğun olduğu bölgelerde biyokütle tesislerinin kurulması, enerji üretimi açısından büyük bir fırsat sunuyor. Zeytin çekirdeğinden elde edilen biyodizel ve sürdürülebilir havacılık yakıtları, Türkiye’nin fosil yakıtlara olan bağımlılığını azaltabilir.