Rusya, Beşar Esad’ın devrilmesinin ardından Suriye’deki askeri varlığını azaltmayı planlıyor. Moskova yönetimi, Tartus deniz üssü ve Hmeymim hava üssünü koruyarak, yeni Suriye yönetimiyle anlaşma zemini oluşturmayı hedefliyor.
Putin, yeni Suriye lideriyle ilk teması kurdu
Bloomberg’in haberine göre, Esad’ın devrilmesinin ardından Suriye’nin yeni lideri Ahmet eş-Şaraa ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında ilk kez bir telefon görüşmesi gerçekleştirildi. Bu temas, Moskova’nın Şam ile yeni bir stratejik denge kurmaya çalıştığını gösteriyor.
Bloomberg’e göre Kremlin, Türkiye’nin bölgede artan etkisini dengelemek amacıyla Suriye’de askeri varlığını sürdürmek istiyor.
Rusya, Esad sonrası Suriye’den mühimmat taşıyor
Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı, Rusya’nın Aralık ayında Beşar Esad rejiminin çökmesinden önce, Suriye’deki askeri ekipmanlarını ve mühimmatlarını gemilerle farklı bölgelere taşıdığını duyurdu. Kraliyet Donanması ve Kraliyet Hava Kuvvetleri, Rus gemilerinin Manş Denizi’nden geçişini tespit etti.
Savunma Bakanı John Healey, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Putin, müttefiği Esad’ı yalnız bıraktı. Bu gemiler silah ve mühimmat dolu olarak Suriye’den ayrıldı. Bu, Moskova’nın bölgedeki etkisinin azaldığını ama hâlâ bir tehdit olmaya devam ettiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Suriye’de yeni güç dengesi
Esad sonrası dönemde Suriye’de yeni bir güç dengesi oluştu. Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan, Şaraa yönetimiyle güçlü bağlar kurarken, Rusya ve İran’ın etkisinin azaldığı belirtiliyor. Bloomberg’e konuşan kaynaklara göre Ankara, kuzeyde askeri üsler kurmayı değerlendirirken, Doha ve Riyad yönetimleri Suriye’nin yeniden inşasına finansman sağlamayı planlıyor.
Moskova’nın ekonomik yardım teklifi
Rusya, Suriye’deki nüfuzunu kaybetmemek için ekonomik destek kartını devreye sokuyor. Putin, savaş sonrası Suriye’nin ekonomik toparlanmasına yardımcı olacağını belirtti. Öyle ki, geçtiğimiz günlerde Suriye Merkez Bankası, Rusya’dan getirilen yeni banknotlarla nakit krizini hafifletmeye çalıştı.
Rusya’nın askeri varlığını ne ölçüde azaltacağı belirsiz olsa da, Putin’in Suriye’deki etkinliğini tamamen kaybetmek istemediği açık.