Son dönemde iç ve dış piyasalarda yaşanan gelişmeler döviz kurlarını hareketlendirdi. Özellikle dolar/TL kurundaki yükselişi dizginlemek amacıyla Merkez Bankası’nın piyasaya döviz satışı yapması, Türkiye’nin brüt döviz rezervlerinde dikkat çeken bir düşüşe neden oldu. Bu gelişme, ekonomi çevrelerinde ve kamuoyunda tartışma yarattı.
Bazı ekonomistler ve muhalif kesimler tarafından yapılan "Rezervleri neden kullanıyorsunuz?" yönündeki eleştiriler üzerine Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek açıklamalarda bulundu.
Şimşek: “Rezervler kullanılmak üzere belirlenir”
Ankara'da düzenlenen IV. Tarım Orman Şûrası “Tarım Ekonomisi Atölyesi” programında konuşan Bakan Şimşek, rezerv kullanımına ilişkin eleştirileri net ifadelerle yanıtladı.
Şimşek, “Rezerv şoklara karşı bir tampondur. Dolayısıyla tabii ki rezervler kullanılmak üzere belirlenir.” diyerek, rezervlerin sadece birikmiş bir kaynak değil, aynı zamanda ekonomik istikrarı koruma aracı olduğunu ifade etti.
“Türkiye rezerv yeterliliğini sağlamış durumda”
Türkiye'nin rezerv konusunda herhangi bir sıkıntısı olmadığını dile getiren Şimşek, şu ifadeleri kullandı:
“Şu anda Türkiye'nin rezerv pozisyonu, IMF'in en geniş tanımına göre 1'dir. Bu, rezerv yeterliliğinin sağlandığı anlamına gelir. Uluslararası standartlara göre Türkiye'nin rezervleri güvence düzeyindedir.”
Bu açıklama, rezervlerin yeterli olup olmadığı yönündeki kamuoyu tartışmalarına da netlik kazandırdı.
KKM’den çıkış başarıyla yönetiliyor
Bakan Şimşek’in konuşmasında dikkat çeken bir diğer başlık ise Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulaması oldu. Şimşek, KKM’nin Türkiye ekonomisine yük getirdiğini ve bu yükü azaltmak adına önemli adımlar atıldığını söyledi.
Şimşek, “Kur Korumalı Mevduat Türkiye için önemli bir koşulluluk yükümlülüktü. Bu yükümlülüğü azaltmak, Türkiye’ye ilişkin belirsizlikleri azaltmak anlamına gelir.” şeklinde konuştu.
KKM sisteminde yaşanan düşüşe de değinen Şimşek, zirve noktada 144 milyar dolar olan KKM hacminin bugün 22 milyar doların altına gerilediğini ve bu sürecin piyasalarda herhangi bir tedirginlik yaratmadan yönetildiğini vurguladı.
Döviz kurundaki dalgalanma müdahaleyi zorunlu kıldı
Dolar/TL kurunda yaşanan ani yükselişler sonrası Merkez Bankası’nın piyasaya döviz satarak müdahalede bulunduğu biliniyor. Bu müdahaleler, dövizin istikrarsız hareket etmesini önlemeye yönelik adımlar olarak değerlendirilse de rezervlerdeki azalma, bazı kesimlerde tedirginlik yarattı.
Ekonomi yönetimi ise bu müdahalelerin kontrollü ve planlı şekilde yapıldığını, Türkiye'nin uluslararası rezervlerinin bu tür müdahalelere uygun olduğunu savunuyor.
Eleştiriler muhalefetten geldi
Rezervlerin kullanımına dair eleştirilerin özellikle muhalefet cephesinden geldiği biliniyor. Geçmişte 128 milyar dolar tartışmalarının gündeme oturduğu Türkiye’de, Merkez Bankası rezervlerinin durumu kamuoyunun yakından takip ettiği bir konu haline gelmiş durumda.
Bakan Şimşek’in yaptığı açıklamalar, bu tartışmaların yeniden alevlenmesi üzerine kamuoyunu bilgilendirme ve güven tazeleme amacı taşıyor.
Petrol fiyatlarındaki düşüş, kur dengesine katkı sağlayabilir
Öte yandan, uluslararası piyasalarda petrol fiyatlarının 4 yılın en düşük seviyelerine gerilemesi, Türkiye gibi enerji ithalatçısı ülkeler açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Bu düşüşün döviz talebini azaltarak kur üzerindeki baskıyı da hafifletebileceği ifade ediliyor.
Benzin ve motorine kısa süre içinde büyük bir indirim gelmesi beklenirken, bu durumun enflasyonla mücadeleye de dolaylı katkı sağlaması öngörülüyor.
Uzmanlar ne diyor?
Ekonomistlerin genel kanaati, rezervlerin şoklara karşı kullanılmasının ekonomik yönetimin doğası gereği olduğunu kabul ediyor. Ancak bu sürecin şeffaf yürütülmesi, Merkez Bankası'nın bağımsız hareket edebilmesi ve rezervlerin takviyesinin sürdürülebilir şekilde sağlanması gerektiği de uzman yorumları arasında yer alıyor.
KKM’den çıkışın piyasalarda panik yaratmadan sürmesi, ekonomi yönetiminin en kritik sınavlarından biri olarak gösteriliyor.