Halef-selef cumhurbaşkanları Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan, aynı siyasi harekette yıllarca birlikte yol aldılar. Ancak siyaset üslupları birbirinden çok farklıydı. Abdullah Gül, daha sakin, uzlaşmacı ve diplomatik bir dille tanınırken; Recep Tayyip Erdoğan’ın üsülü daha cesur, meydan okuyan ve iddialı bir kimliğe sahip olarak öne çıktı. Bu farklı siyaset tarzları, şimdi yeni bir siyasi tartışmanın zeminini oluşturuyor.
CHP’NİN ADAYLARINA ERDOĞAN-GÜL BENZETMESİ
Ankara kulislerinde, CHP’nin potansiyel Cumhurbaşkanı adayları üzerinden Gül-Erdoğan karşılaştırması yapılıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, siyaset yapış tarzıyla Erdoğan’a benzetildiği; Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın ise daha sakin ve devlet odaklı yapısı nedeniyle Abdullah Gül’e benzer bulunduğu belirtiliyor.
EKREM İMAMOĞLU: CESUR VE MEYDAN OKUYAN
Ekrem İmamoğlu’nun siyasetteki duruşu ve dili, özellikle tabanıyla kurduğu sahici bağlar ve meydan okuyucu tavrı nedeniyle Recep Tayyip Erdoğan’la karşılaştırılıyor. Popüler ve halkın desteğini arkasına alabilen bir lider profili çizen İmamoğlu, sahada aktif rol alıyor ve cesur açıklamalarıyla dikkat çekiyor.
MANSUR YAVAŞ: SAKİN VE DEVLET ADAMI KİMLİĞİ
Mansur Yavaş ise siyasetteki sakin ve uzlaşmacı tavrıyla Abdullah Gül’ü andırıyor. Daha garantici, risk almayan bir strateji izleyen Yavaş, devlet ciddiyeti ve tarafsız bir siyaset anlayışıyla hareket ediyor. Tabanından gelen desteği öne çıkarmak yerine, siyaseti daha pasif bir zeminde yürütmesi, bu benzetmeyi kuvvetlendiriyor.
CHP’NİN ADAYLIK YARIŞINDA KİM ÖNE ÇIKACAK?
CHP’de adaylık yarışında, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş arasında yaşanan bu farklı üsüller ve liderlik anlayışları, parti tabanında çeşitli tartışmaları beraberinde getiriyor. İmamoğlu’nun daha dinamik ve meydan okuyan tarzı, Mansur Yavaş’ın ise sakin ve dengeli yapısı, parti içinde farklı destek grupları oluşturmuş durumda.
BENZETMELER GERÇEKÇİ Mİ?
Erdoğan-Gül karşılaştırması, İmamoğlu ve Yavaş üzerinden yapıldığında bazı farklılıklar ortaya çıkıyor. Her ne kadar üslupları ve siyaset yapış tarzları bu benzetmeyi desteklese de, her iki liderin de kendine has özgün bir duruşu olduğu unutulmamalı.