Gazeteci Fatih Altaylı, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın silah bırakma ve örgütü lağvetme çağrısını değerlendirdiği yazısında, sürecin perde arkasında önemli pazarlıklar döndüğünü öne sürdü.
"Bir dümendir dönüyor. Bir tezgâhtır kuruluyor" diyen Altaylı, iktidarın ABD ve Öcalan’a belirli sözler verdiğini ancak kamuoyunun bunları bilmediğini iddia etti.
"Öcalan’ın çağrısı bir pazarlığın sonucu"
Altaylı, Mazlum Kobani ve Salih Müslim’in Öcalan’ın çağrısına yönelik yaptığı açıklamalara dikkat çekerek, Türkiye’nin de bu süreçte üzerine düşen adımları atmak zorunda olduğu bir anlaşma yapıldığını savundu.
"PKK silahları bırakacak mı? Evet, ama ABD’nin YPG’ye verdiği silahları kuşanarak. YPG, Suriye ordusunun bir parçası olduğu için elbette silah bırakmayacak."
Bu ifadelerle Altaylı, PKK’nın değil, yalnızca Türkiye sınırları içindeki silahlı unsurların faaliyetlerini durduracağını öne sürdü.
"Türkiye'de vatandaşlık tanımı değişecek mi?"
Fatih Altaylı, eski Başbakan Binali Yıldırım’ın, “Vatandaşlık tanımı gözden geçirilebilir” sözlerine atıfta bulunarak, bu sürecin anayasa değişikliği ve vatandaşlık tanımının revize edilmesiyle sonuçlanabileceğini dile getirdi.
Altaylı, "1924 Anayasası’ndan bu yana var olan ‘Türk’ tanımı tarihe karışıyor. Anadilde eğitim ve Türkçenin resmi dil olmaktan çıkarılması gibi taleplerin de gündeme gelmesi muhtemel" dedi.
"Binali Yıldırım'a teşekkür ederiz"
Altaylı yazısını, iktidarın bu pazarlığı kamuoyuna açık etmesi nedeniyle Binali Yıldırım’a teşekkür ederek sonlandırdı:
"Ben demokrat bir insanım. Süper milliyetçiler ve muhafazakârlar bu süreci içlerine sindirebiliyorsa, bize diyecek bir şey kalmaz. Sadece pazarlığı açık ettiği için Binali Bey’e teşekkür ederiz."
