Diyarbakır'da Narin Güran davasında yeni gelişme: 15 sanık hakim karşısında Diyarbakır'da Narin Güran davasında yeni gelişme: 15 sanık hakim karşısında

Ülkücü kökenli siyaset bilimci ve yazar Mümtaz'er Türköne, son dönemdeki Erdoğan-Bahçeli çekişmesi üzerine dikkat çeken açıklamalarda bulundu. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamalarını ve 22 Ekim-19 Mart sürecini analiz eden Türköne, Bahçeli’nin mesajlarının derin anlamlar taşıdığını, çözüm sürecinin yeniden gündemde olduğunu ancak hukuksuz bir şekilde ilerlemenin mümkün olmadığını belirtti.

Bahçeli’nin Mesajları Ne Anlama Geliyor?

Mümtaz'er Türköne, Halk TV'ye verdiği özel röportajda, Bahçeli’nin son açıklamalarını AKP’ye yönelik kritik bir mesaj olarak değerlendirdi. Türköne, Bahçeli’nin sözlerinin yalnızca yüzeysel olarak okunamayacağını ve arka planda bir ortam yumuşatma çabası olduğunu vurguladı. Ayrıca, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yapılan operasyonları eleştiren Türköne, Bahçeli’nin açıklamalarının, İmamoğlu'nun serbest bırakılmasını içeren bir anlam taşıdığına dikkat çekti.

Erdoğan-Bahçeli Çekişmesinin Tarihsel Gelişimi

Türköne’ye göre, 22 Ekim 2024’teki gelişmeler, Erdoğan’ın Bahçeli’ye karşı stratejik bir hamlesiyken, 19 Mart’taki adım çözüm sürecini durduran bir engel olarak tarihe geçti. Türköne, 19 Mart sürecini, "kalenin kapılarını açıp sonra geri çekilmek" olarak tanımladı ve çözüm sürecinin darbe aldığı bir dönüm noktası olduğunu belirtti.

Erdoğan’ın Çıkış Yolu: İmamoğlu’nun Serbest Bırakılması

Mümtaz'er Türköne, Erdoğan'ın son hamlesinin siyaseten büyük bir yaraya neden olduğunu ifade etti. 19 Mart operasyonunun Erdoğan’ın kendi ayağına sıkılmış bir kurşun olduğunu söyleyen Türköne, Erdoğan’ın siyasi inisiyatifi yeniden kazanabilmek için İmamoğlu'nu serbest bırakmak zorunda olduğunu belirtti. Türköne, bu hamleyle Erdoğan’ın kazanma şansını kaybettiğini ve CHP’nin kazanmaya yakın bir aday ile seçime girmesinin mümkün olduğunu vurguladı.

Mümtaz'er Türköne, Erdoğan Bahçeli Çekişmesini Değerlendirdi

Çekişmenin Simgesi: Ahmet Türk

Ahmet Türk’ün görevden alınması ve sonrasında kayyum atanması, Türkiye’deki siyasi çekişmelerin ve çelişkilerin simgesi olarak gösteriliyor. Mümtaz'er Türköne, Ahmet Türk'ün hem keyfiliğin hem de Erdoğan-Bahçeli çekişmesinin bir sembolü olduğunu söyledi. Türköne, Ahmet Türk’ün Bahçeli ile görüşmesine rağmen Erdoğan’ın heyetinde yer almaması gibi olayların da bu durumu güçlendirdiğini ifade etti.

Çözüm Süreci: İç Dinamikler ve Dış Etkiler

Türköne, çözüm sürecinin artık sadece Türkiye merkezli bir mesele olmadığını, bölgesel ve küresel dinamiklerin de süreci etkilediğini belirtti. Bu bağlamda, Bahçeli’nin pozisyonu ve hukuka dönüş arayışlarının kritik öneme sahip olduğunu söyledi. Türkiye’nin iç ve dış dinamiklerini dikkate alarak, çözüm sürecinin uluslararası bir düzene bağlı olarak şekilleneceğini ifade etti.

Kaynak: Yenidevir.com.tr