Marmara Denizi'nde müsilaj tehlikesi yeniden gündemde. Uzmanlar, 2021 yılındaki gibi yoğun bir müsilaj tabakasının yüzeye doğru yaklaştığını belirterek, denizin her tarafının müsilajla kaplandığını ifade etti.
Marmara Denizi'nde müsilaj geçmişi
Marmara Denizi, 2007-2008 ve 2021 yıllarında yoğun müsilaj kirliliğiyle karşı karşıya kalmıştı. Büyükada sakini ve çevre gönüllüsü Serço Ekşiyan, 1973 yılından bu yana yaptığı tüplü dalışlarla denizdeki değişimlere tanıklık ettiğini söyledi. Ekşiyan, geçmişte Marmara'nın Maldivler veya Kızıldeniz kadar temiz olduğunu ancak günümüzde durumun tamamen değiştiğini belirtti.
"Müsilaj 30 metre derinliğe kadar yayılmış durumda"
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilaj oluşumuna neden olan üç ana faktörü şu şekilde sıraladı:
- Deniz suyu sıcaklıklarının artması
- Deniz şartlarının durağan olması
- Kirlilik yükünün fazla olması
Sarı, 2021 yılında görülen müsilajın 2007-2008 dönemine kıyasla daha yoğun olduğunu belirterek, 2024 yılında da benzer bir süreç yaşanabileceğini ifade etti. Yaptıkları gözlemler sonucunda, şu an yüzeyden 30 metre derinliğe kadar müsilajın örümcek ağı gibi yayıldığını dile getirdi.
Müsilajın ekosisteme ve ekonomiye etkileri
Marmara Denizi’ndeki müsilaj tehdidi, sadece su kalitesini değil, deniz ekosistemini ve ekonomik faaliyetleri de doğrudan etkiliyor:
- Deniz canlılarının yaşam alanlarını yok ediyor.
- Mercanlar, süngerler ve kabuklu deniz canlıları müsilaj nedeniyle beslenemiyor.
- Balıkçılık sektörü olumsuz etkileniyor.
- Turizm ve kıyı bölgelerindeki ekonomik faaliyetler zarar görüyor.
Çözüm için neler yapılmalı?
Uzmanlar, müsilajın kalıcı bir sorun haline gelmemesi için şu önerilerde bulunuyor:
- Deniz kirliliğinin azaltılması için atık yönetimi ve sanayi denetimlerinin artırılması.
- Atık su arıtma tesislerinin güçlendirilmesi.
- Deniz sıcaklıklarını düşürebilecek doğa dostu projelerin uygulanması.
Müsilajın yalnızca yüzeyde görülen bir sorun olmadığını vurgulayan uzmanlar, denizin derinliklerinde de büyük bir çamur tabakasına dönüştüğünü ve ekosisteme uzun vadeli zararlar verebileceğini ifade ediyor.
