Kavganın fitili Fatih Altaylı'nın kendi web sitesinde iki gün önce yazdığı yazıyla ateşlendi. Altaylı, ‘Şuur’ başlıklı yazısında Kılıçdaroğlu için "Dünyadan haberi olmayan, yanındakiler tarafından çok kolay yönlendirilen, neyin ne, kimin kim olduğu hakkında en ufak bir fikri olmayan, sadece yaşı değil, tavrı ve davranış modeli de yaşlı, çağdışı bir siyasetçi. Hâlâ genel başkanlık hayali görüyor olması, hâlâ Türkiye’nin gündeminde kalması ise yanındaki hırsız taifenin başarısı ve emin olun bizim ayıbımız" ifadelerini kullandı.
Altaylı tarafından yazılan bu yazıya, Kemal Kılıçdaroğlu dün akşam saatlerinde sosyal medya hesabından uzun ve detaylı bir yazıyla karşılık verdi. Altaylı’ya çok sert ifadeler kullanan Kılıçdaroğlu, "Ajan ve işbirlikçi olduğumu ispatlamazsan namussuz ve alçaksın!" şeklinde cevap verdi.
Kılıçdaroğlu Altaylı için “paranın kölesi” ve “onursuz bir gazeteci” ifadelerini kullandı. Altaylı’nın geçmişine dair birçok atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, ağır eleştiriler yöneltti. Özellikle Altaylı’nın medya kariyerine yönelik eleştirilerinde “patronların satılık elemanı” ve “kadın düşmanı” gibi ifadeler kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun Fatih Altaylı'ya cevabının tamamı şöyle:
Merkepler adam olur, sen adam olmazsın.
Güç FETÖ terör örgütündeyken her organizasyonlarına koşup yalakalık yapan kepaze. Doğan Grubu’nda çalışırken Ciner’e küfür eden, Ciner daha çok para verince oraya geçen, patronların satılık elemanı. İnsan Hakları Derneği Başkanı bir hanım için ‘Gördüğüm yerde cinsel tacizde bulunmazsam namerdim’ diyen namert kadın düşmanı.
Saray talimatıyla oynanmış anketler yayınlayan işbirlikçi. ‘Eline sağlık’ paylaşımından ötürü sadece ama sadece savcılığa çağrıldığın için ‘Ben anket yaptım’ diyerek özür dileyen korkak. Muhalifmiş. “Gocuklu celep kaldırınca sopasını, sürüye katılmaya koşan” besili bir koyundan farkın yok. Kalemin satılık. Ruhun satılık.
Hatta küfür yuvası ağzın bile satılık. Belinde tabancayla gazetecilerin grev çadırını basan, çalıştığın kurumda gazeteci kıyımı yapılırken ‘Ne yapabilirdim’ diyen, yanında çalışan kadın gazeteciye beyzbol sopası gösteren, onurlu gazeteci düşmanı, paranın kölesi bir çukursun. Gezi’deki tutumunu da unutmadım!
Ve daha niceleri. Şimdi gelelim senin ‘AKP için çalışıyor, dış devletlerin ajanı’ iftiralarına ve vicdansızca söylediğin ‘Ayağı asfalttan başka yere değmez’ sözüne. Be gafil!
Ben bu partiyi senin gibi ‘elinde viski kadehleriyle partime yön veren’ alçakların elinden aldım ve halkın partisi yaptım. Bina görevlileri ile oturdum. Kağıt toplayıcılarının arkadaşı oldum. Evlere temizliğe giden kadınlara yoldaş oldum. Çok fakir sofrasına oturdum. Emekliyle, işçiyle, garibanla hemhal oldum.
Sarayın değil, yoksulun sofrasına oturdum. Be müptezel! ‘AKP işbirlikçisi, dış devlet ajanı’ diyorsun. Terör örgütü kurşunladı beni, kucağımda asker şehit verdim. İki polis kardeşim yaralandı, ölümden döndük. Acıları hâlâ ağır geliyor yüreğime. Be paranın emrindeki tetikçi! Defalarca linçlere uğradım, ölümlerden döndüm.
‘Yakın o evi’ dediler, santim geri adım atmadım. Adalet için 70 yaşımda 500 kilometre yol yürüdüm. Senin gibi kaç tane namerdin hakaretlerine uğradım. Hayatım tehditlerle ve saldırılarla geçti. Ne zaman korktum?
Ajan veya işbirlikçi bir adamın parası olur, mal varlığı olur. Oğlunun Amerikalarda çiftliği, gemicikleri, vakıfları olur. Cevap ver! Namusum ve mücadelemden başka neyim var? Ajan ve işbirlikçi olduğumu ispatlamaz isen namussuz ve alçaksın! Beni daha fazla konuşturma!
Bak Fatih! Bu güneşin altından parayla işi olmayan çok adam geçmedi. Sen bu ruhu ve mücadeleyi anlayacak kapasitede değilsin. Parayla işim olsa seni satın alır, saraya karşı bağlardım. Ama benim parayla pulla işim yok. Müesses nizamın adamları ve sermayenin tetikçileri, çarkınız kırılacak, düzeniniz bozulacak.
Hodri meydan! Bu memleketi ve partimi sizlerden kurtarıncaya kadar buradayım. Siz bir, ben bir. Rahmetli Levent Kırca’yı saygıyla ve özlemle anıyorum. En başta sevgili gençlerimiz olmak üzere yukarıdaki yazımı okuyan bütün kardeşlerimden o lafları benden duydukları için özür diliyorum. İnanın bunlarla baş etmenin başka bir yolunu bulamadım. Affınıza sığınıyorum.
Dostlar, bu yapılanmalar bir günde oluşmadı. Koca koca sermayeler ve milletimizi felakete sürüklemek, vatanımızı bölmek için kurulan koca bir düzen var ortada. Müesses nizam! Bunlar da bu yapının parçacıkları. Lütfen dikkat edin! Bu yapılar ne yapıyor? Sözde muhaliflermiş gibi hem partimizi hem de muhalefet bloğunu bölmeye uğraşıyorlar. İşimiz gerçekten kolay değil. Sadece daha net anlaşılabilmek için bir örnek vereyim.
Yukarıda bahsettiğim zat şimdilerde çıkmış meydana, ‘Şu ilçe Belediye Başkanı Cumhurbaşkanı adayı olsun’, ‘Bu belediye başkanı şu başkandan daha iyi’ gibi cümleler kuruyor. Partimizde ve muhalif seçmende kafa karışıklığı oluşturmak, saraya olan öfkeyi başka alanlara dağıtmak için operasyon yapıyorlar. Bunlar psikolojik harp uzmanları. Bunlar suret-i Hak’tan görünen iblisler. Hep birlikte başaracağız. Başarmak zorundayız.
Tekrar herkesten özür diliyor, Saygılarımı sunuyorum.
Merkepler Adam Olur, Sen Adam Olmazsın.
Güç, Fetö terör örgütündeyken her organizasyonlarına koşup yalakalık yapan Kepaze.
Doğan Grubunda çalışırken Ciner'e küfür eden, Ciner daha çok para verince oraya geçen, patronların Satılık elemanı.
İnsan Hakları Derneği Başkanı bir…— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) August 14, 2024