Gündem

Bakan Koca'dan "Mossad ajanlarından birinin Suriyeli doktor olduğu" iddiasına yanıt:

"Operasyon kapsamındaki şahıslar arasında, iddia edildiği gibi yabancı uyruklu doktor yoktur" "Doktor olduğu iddia edilen yabancı uyruklu şahıs, temizlik görevlisidir. Operasyon sonucu çıkarıldığı adli mercilerce, adli kontrol ve yurt dışına çıkma yasağı ile serbest bırakılmıştır. Mısır uyrukludur"

Abone Ol

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, MİT tarafından yapılan operasyonla yakalanan Mossad ajanları arasında iddia edildiği gibi yabancı uyruklu doktor bulunmadığını, doktor olduğu iddia edilen yabancı uyruklu kişinin, Mısır uyruklu temizlik görevlisi olduğunu bildirdi.

Bakan Koca, sosyal medya hesabından, İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez’in "MİT tarafından yapılan operasyonla yakalanan Mossad ajanlarından birinin Fatih İlçe Sağlık Müdürlüğünde görevli Suriyeli sağlık personeli olduğu" iddialarına ilişkin açıklama yaptı.

Koca, "Haddi aşan sorumsuzlara cevap" başlığıyla yaptığı açıklamada, Mossad ajanlarına karşı gerçekleştirilen MİT operasyonundan milletçe gurur duyulduğunu belirtti.

Yabancı uyruklu 15 kişinin tutuklandığını, 12 kişinin adli kontrol ve yurt dışına çıkma yasağıyla serbest bırakıldığını ve 7 kişinin sınır dışı edildiğini aktaran Koca, şu ifadeleri kullandı:

"İstihbarat teşkilatımızın başarısıyla gurur duyarken, milli bir meselede bile fırsat kollayan bazı kişilerin Sağlık Bakanlığımızı hedef alan yalanına cevap vermek zorunda kaldık, operasyon kapsamındaki şahıslar arasında, iddia edildiği gibi yabancı uyruklu doktor yoktur. Eğer olsaydı, iddia sahipleri kendilerince sonuçlar çıkaracaklardı. Gerçek, olmasını istedikleri gibi değil. Doktor olduğu iddia edilen yabancı uyruklu şahıs, temizlik görevlisidir. Operasyon sonucu çıkarıldığı adli mercilerce, adli kontrol ve yurt dışına çıkma yasağı ile serbest bırakılmıştır. Mısır uyrukludur."

Temizlik işçisinin Avrupa Birliği ile ortak yürütülen Göçmen Sağlığı Merkezleri projesi kapsamında 2019'da işe alındığını belirten Koca, işe alımı öncesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan güvenlik soruşturmasında olumsuz bulgu tespit edilmediğini ve 31 Ocak 2024'e kadar çalışma izni verildiğini belirtti.

Koca, şu bilgileri verdi:

"Temizlik görevlisi şahıs bugüne dek hiçbir sağlık hizmetine dahil olmamıştır. Şahsın 'doktor' olduğu iddiası 'fırsat' değerlendirme girişimidir. Çünkü iddia sahipleri, yabancı uyruklu (Suriyeli) doktorların, 'Güvenlik soruşturması yapılmadan, hiçbir sınava tabi tutulmadan, diploma ve vatandaşlık aldıklarını' defalarca tekrarladılar. Defalarca tekrarladıkları sözlere artık inanıyor olabilirler. Onların kendi sözlerine inanıyor olması somut gerçeği değiştirmez. Bu sözlere karşı yeniden açıklama gerekmez."

"Temizlik görevlisi şahsın bir biriminde çalıştığı Göçmen Sağlığı Merkezleri hakkında tartışma konusu edilmeleri sebebiyle bazı bilgiler vermeliyim." ifadesini kullanan Koca, geçici koruma altında olan sığınmacılara sağlık hizmetlerinin AB ile ortak yürütülen proje kapsamındaki Göçmen Sağlığı Merkezlerinde verildiğini bildirdi.

Bu merkezlerde, sadece koruma altındaki yabancılara hizmet verildiğinin altını çizen Koca, şunları kaydetti:

"Merkezlerde, tüm kurumlarda olduğu gibi yabancılara çalışma izni Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Uluslararası İş Gücü Genel Müdürlüğü tarafından verilmekte, gerekli güvenlik soruşturmaları yapılmaktadır. Çalışma izni verilmemiş yabancı uyruklu biri Göçmen Sağlığı Merkezlerinde istihdam edilemez. 'Güvenlik soruşturması yapılmadan, hiçbir sınava tabi tutulmadan, diploma ve vatandaşlık alan' doktor diye bahsedilen, temizlik görevlisinin de bir anlamda 'sahte doktor' haline getirildiği, böyle olması durumunda siyasi rant vadeden iddia, şu yönüyle de şaşırtıcıdır: 'Ajan olduğu tespit edilen şahıs İstanbul'da, Gazzeli hastaların tedavi edildiği bir Göçmen Sağlığı Merkezinde çalışıyormuş.' Gazzeli hastaların bu gibi yerlerde değil, Ankara'daki büyük hastanelerde tedavi edildiği herkesçe biliniyor. Zaman kaybından ibaret gündemlere yol açanlar unutmasın, Milli İstihbarat Teşkilatının gurur verici başarısını başka konularla ilişkilendirerek yalan ve iftiraya sarılanların ayıbı kısa sürede ortaya çıkmıştır. Alışkanlık haline gelen yalanlarsa kişilerin kendi şahsiyetlerine suikastıdır. Talep ettiğimiz, hakikate saygıdır."