Son dönemde artan ticaret savaşı endişeleri, ekonomik büyüme kaygıları ve jeopolitik riskler, yatırımcıların riskli varlıklardan kaçınmasına neden oluyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa menşeli alkollü içeceklere yüksek gümrük vergisi koyması ve Fed’in faiz indirimine yönelmesi, altına olan talebi daha da artırdı. Bu gelişmeler, ons başına 3.000 dolar seviyesinin aşılmasını sağladı.
ETF ve Merkez Bankalarının rolü
Altın fiyatlarını destekleyen en önemli faktörlerden biri de güçlü ETF talebi. 2024 yılı içinde altın borsa yatırım fonu varlıkları yaklaşık 3.5 milyon ons artarak 86.4 milyon onsa ulaştı. Öte yandan, Çin’in alımlarını üst üste dördüncü aya taşıması ve merkez bankalarının geçen yıl 1.045 ton altın satın alması da fiyatları yukarı yönlü baskılıyor.
3.300 Dolar seviyesi mümkün mü?
Altın 3.000 dolara ulaştıktan sonra, yatırımcılar bir sonraki seviyeyi merak ediyor. Saxo Bank analistlerine göre, kâr realizasyonu nedeniyle fiyatlar kısa vadede 2.930 dolara kadar gerileyebilir. Ancak, küresel riskler önemli ölçüde azalmadığı sürece, genel eğilim yükseliş yönünde olmaya devam edecek. Bu bağlamda, kısa vadede 3.300 dolar seviyesinin hedeflendiği belirtiliyor.
"Gizemli bir el" piyasayı mı yönlendiriyor?
Değerli metaller analisti Ross Norman, altının 6 ayda ulaşması beklenen seviyeye sadece 6 hafta içinde geldiğine dikkat çekerek, fiyat artışının arkasında "gizemli bir el" olabileceğini öne sürüyor. Norman’a göre, büyük ve şeffaf olmayan bir yatırımcının piyasada yüklü alımlar yaparak fiyatları etkileyebileceği ihtimali üzerinde duruluyor.
