İstanbul Boğazı'nda bir ABD savaş gemisinin görüldüğü iddiası, 23 Nisan 2025'teki Silivri depremi sonrası sosyal medyada hızla yayıldı. Resmi kaynaklar bu iddiaları henüz doğrulamazken, söz konusu geminin USS Mustin (DDG-89) veya USS Laboon (DDG-58) olduğu ileri sürülüyor. Sosyal medyada dolaşan bu gemi hareketlerinin, depremlerle bağlantılı olduğuna dair komplo teorileri de dikkat çekiyor.
Sosyal Medyada Gündem Olan Paylaşımlar
X platformundaki kullanıcılar, ABD Donanması’na ait savaş gemilerinin İstanbul açıklarında görüldüğünü, hatta Dolmabahçe önlerinde demirlediğini iddia etti. Bazı gönderilerde geminin hava savunma ve denizaltı savaş görevleri için bölgede olduğu ifade edilirken, bazıları ise bu varlığı “depremle ilgili sismik araştırmalar” gibi asılsız teorilere bağladı.
Uzmanlar Ne Diyor?
Deprem uzmanları ve resmi kuruluşlar, depremlerin savaş gemileriyle veya herhangi bir yapay etkenle oluşmasının bilimsel olarak mümkün olmadığını net şekilde belirtiyor. Kandilli Rasathanesi ve AFAD, 6.2 büyüklüğündeki depremin Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde doğal nedenlerle meydana geldiğini vurguladı.
ABD Savaş Gemisi Neden İstanbul’da Olabilir?
Olası nedenler şunlar:
- NATO Liman Ziyareti: Türkiye, NATO üyesi olarak zaman zaman ABD savaş gemilerine liman izni veriyor.
- Ortak Tatbikatlar: ABD gemileri, Karadeniz'e geçmeden önce Boğaz’da kısa süreli bekleme yapabiliyor.
- Diplomatik Gösteri: Bölgesel mesaj vermek amacıyla savaş gemilerinin geçişleri geçmişte de yaşandı.
- Geçmiş Örnekler: 2023’te USS Nitze ve 2024’te USS Wasp gibi gemiler Türkiye’ye çeşitli gerekçelerle gelmişti.
Montrö Sözleşmesi Ne Diyor?
Montrö Boğazlar Sözleşmesi gereği, Boğazlardan geçecek savaş gemileri önceden Türkiye’ye bildirilmek zorunda. ABD’nin Boğaz’daki varlığı bu protokol çerçevesinde gerçekleşmiş olabilir. Ancak 24 Nisan 2025 itibarıyla Milli Savunma Bakanlığı veya Dışişleri’nden resmi bir doğrulama gelmiş değil.
Komplo Teorilerine Dikkat!
HAARP, yapay deprem, sismik araştırma gibi komplo teorileri sosyal medyada tekrar gündeme geldi. Ancak bilim insanları bu tür iddiaların temelsiz ve dezenformasyon içerikli olduğunu belirtiyor.
