Silivri Marmara Cezaevi’nde 66 gündür tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, hakkında hâlâ iddianame hazırlanmadığını belirterek, açlık grevi başlattığını duyurdu. Cezaevinden gönderdiği mektupta, “Ölmeyecek kadar yiyeceğim” ifadelerini kullanan Özdağ, Ramazan'ın son günlerinde iftar ve sahurunu kantinden aldığı malzemelerle yapacağını, bayramdan sonra ise sadece odasında bulunan gıdalarla hayatını sürdüreceğini açıkladı.
Özdağ: “Bu Kadar Süre Hapis Yatmamam Gerekirdi”
Mektubunda, hakkındaki soruşturma sürecine dair detaylara yer veren Özdağ, şunları söyledi:
“Bugün Silivri Ceza İnfaz Kurumu’nda 65. gün. Dosyaya girecek bütün belgeler girdi. En son Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü’nden beklenen belge de 24 Mart’ta eklendi. Buna rağmen hâlâ iddianame mahkemeye verilmedi.
Bu suçtan en üst sınır olan 3 yıl ceza alsaydım bile bu kadar süre hapis yatmazdım.”
Cezaevi Yönetiminin Yemeğini Almama Kararı
Özdağ, Ramazan'ın kalan günlerinde iftar ve sahurunu kendi imkanlarıyla karşılayacağını belirtirken, bayramla birlikte cezaevi yönetiminin verdiği yemekleri almayı tamamen durduracağını ifade etti:
“Bayram ve sonrasında cezaevi yönetiminden yemek almayacağım. Odamda bulunan yiyeceklerden ‘ölmeyecek kadar’ yiyeceğim.”
“Düşman Hukuku ile Yatmayı Hak Etmiyoruz”
Mektubunda sert bir adalet eleştirisi de yapan Özdağ, uygulanan süreci “düşman ceza hukuku” olarak tanımlayarak şöyle devam etti:
“Biz düşman değiliz. Düşman gibi davranılmayı, düşman hukuku uygulamaları ile yatmayı hak etmiyoruz. Biz yalnızca hukukun işletilmesini istiyoruz.
Bize duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun.”
Ne Olmuştu?
Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, İBB'ye yönelik terör ve yolsuzluk soruşturmaları sürecinde tutuklanan siyasi figürlerden biri olarak 66 gündür cezaevinde tutuluyor. Hakkındaki iddialar ve yargılama süreciyle ilgili kamuoyuna hâlâ net bir açıklama yapılmazken, tutukluluğunun “keyfi ve siyasi gerekçelerle uzatıldığı” öne sürülüyor.
Adalet ve Hukuk Tartışmaları Derinleşiyor
Ümit Özdağ’ın başlattığı açlık grevi, muhalefet cephesinde ve hukuk çevrelerinde “hukukun siyasallaşmasına” yönelik eleştirileri daha da alevlendirdi. Siyasi gözlemciler, Özdağ’ın mektubunu bir protesto eylemi olarak değil, adalet çağrısı olarak okumak gerektiğini belirtiyor.