Türkiye bir yol ayrımına daha gidiyor!
14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde ülke yönetimine hangi söylemin hâkim olacağını göreceğiz!
Kutuplaştırıcı ve kamplaştırıcı söylem mi?
Yoksa kucaklayıcı söylem mi?
Gözlemlerimiz bize sokaktaki vatandaşların kutuplaştırıcı ve kamplaştırıcı söylemlerden çok yorulduğunu gösteriyor.
Sokaktaki halkta bir bıkkınlık hatta yılgınlık var.
Aynı apartmanda, aynı sokakta, aynı mahallede kardeşçe geçindiği insanlarla siyasette de aynı şekilde kardeşçe geçinme arzusunun ağır bastığı görülüyor.
Sokaktaki vatandaş kendisi gibi düşünmeyen, ülke meseleleri hakkında farklı görüşleri olan insanları “düşman” gibi görmekten ve göstermekten hoşlanmıyor.
Sokaktaki vatandaş, kendisi gibi düşünmeyen ve ülke meseleleri hakkında farklı görüşler taşıyan insanları “rakibi” olarak görüyor!
Ve hangi görüşün ülkeyi idare etmesi konusunda hakemliği de millete bırakıyor.
Herkes ne yapmak istediğini açıklasın, millet de ülkeyi kimin idare edeceğine karar versin diyor.
İşte 14 Mayıs seçimlerine böyle bir atmosfer içinde giriliyor.
Seçimlere katılan partiler, vatandaşın karşısında bir sınavdan geçecekler!
Herkes ne yapmak isteğini ve kendisi gibi düşünmeyenler hakkındaki düşüncesini millete anlatacak!
Kuşkusuz kamplaştırıcı ve kutuplaştırıcı söylemlerin sahipleri kendileri gibi düşünmeyenleri yine düşman ilan etmeyi sürdürecekler.
Kendileri gibi düşünmeyenleri düşman ilan etmekle yetinmeyip bir de hain olarak damgalamaya kalkışacaklar!
Yani bugüne kadar izlemiş oldukları politikalara aynen devam edecekler.
Kucaklayıcı söylemlerin sahipleri ise bugüne kadar yaptıkları gibi yine farklı görüşlerin ortak noktaları olabileceğini göstermeyi sürdürecekler.
Farklı düşünenleri düşman olarak değil siyasi rakip olarak görerek kardeş olduklarını vurgulayan açıklamalar yapacaklar.
Millet de her iki tarafı dinleyip kararını verecek.
Ya ortamı geren konuşmalara devam denilecek ya da ortamı rahatlatacak açıklamalara sahip çıkılacak.
Yani nasıl bir yönetim istendiği ortaya konulacak.
Bunun için Türkiye yol ayrımında diyoruz.