Sorunlar şimdiye kadar neden hatırlanmadı?

Abone Ol

Başlığı belki de, “Sorunlar şimdiye kadar niçin hatırlanmadı? değil de, mademki biliniyordu şimdiye kadar niçin çözüm bulunmadı?” şeklinde belirlemek daha kapsayıcı olabilirdi. Çünkü şu seçim atmosferinde iktidar yıllardan beri çözüm bekleyen sorunları kısa zamanda çözeceğinin sözünü veriyor. Söz gelimi İstanbul’da binaların 5 yılda dönüştürüleceği, depreme karşı dayanıklı hale getirileceği, bunun dışında depreme karşı yurt çapında gerçekleştirilmesi gereken dönüşüm projelerinin maliyetinin yarısını devletin karşılayacağı açıklamaları gündeme geliyor. Bu arada yıllardan beri çiftçilere faizsiz olarak yeteri kadar destek verilmesi gerektiğini gündeme getiren muhalefetin açıklamaları şimdiye kadar ya duymazdan gelinde ya da buna ihtiyaç olmadığı düşünülmüş olacak ki seçime bir aydan az bir zamana kala muhalefetin çağrısı iktidardan karşılık bulmaya başladı. Hem de her fırsatta kendilerinden başka hiçbir partinin faizle mücadele etmeyeceğini ifade etmelerine karşılık tarım alanında üretimin artırılması için çiftçimizin desteklenmesi gerektiği açıklamalarına kulaklarını tıkadılar, şimdilerde ise çiftçiye faizsiz kredi vereceklerini bir müjde olarak iktidar yanlısı medya sunuyor. İstanbul’da dönüşümün 5 yılda tamamlanacağı açıklamaları medyaya yansıyor.

Bu noktada ister istemez akla ilk gelen soru, mademki İstanbul’da 5 yılda dönüşüm sağlanabilecek, şimdiye kadar bu yönde niçin ciddi bir çaba sarf etmediniz? İktidarda 20 yıl boyunca işlerin yoğunluğundan dolayı düşünemediniz de bir depreme karşı İstanbul’da dönüşümün gerçekleşmesi gerektiği gerçeğini hatırladınız? Bu arada Anadolu’dan İstanbul’a süren göçün devam etmesi halinde İstanbul’un sorunları katlanarak devam edeceğini duymayan, bilmeyen kalmadığı halde niçin bu hayati sorunun çözümü için önümüzdeki 5 yıl için söz veriliyor? Hemen belirteyim ki,  iktidar kanadının seçim kampanyası vesilesiyle toplumun hemen her kesimine verdiği yüzlerce söz var. Verilen sözlerin hemen hepsi de ciddi maddi kaynağa ihtiyaç duyuyor.  Demek ki söz konusu sorunların çözümünün önünde maddi bir engel yokmuş ki şimdilerde bu sorunlar bir bir hatırlanıyor ve çözüm için söz veriliyor. Hemen belirteyim ki, verilen sözlerin yerine getirilmesi bu ülkede yaşayan bir vatandaş olarak beni mutlu eder. Ancak, iktidarlar bir seçime giderlerken geçen süre içinde geleceğe dönük vaatlerini niçin yerine getirmediniz? Çünkü seçim kampanyalarında önce, yapamadıklarının hesabını topluma vermeleri gerekir ki geleceğe dönük vaatlerin inandırıcılığı oluşsun. Çünkü geçmiş 20 yılın hesabı verilmeden, geleceğe dönük vaatlerin inandırıcılığı fazla olmuyor.

Çünkü verilen sözlere baktığımızda çözüm bekleyen sorunların geçen 20 yıl boyunca üst üste yığıldığı görülüyor. Çünkü geçen süre içinde sürekli ülkenin gündeminde olan Büyük Marmara depremi sebebiyle özelikle İstanbul’da acil dönüşüme ihtiyaç olduğu her fırsatta ve konumda dile getirildi. Ancak ciddi olarak iktidarın gündemine gelmedi. Son 6 Şubat depreminin ardından konu yeniden dile gelmeye başladı. Buna birde seçimlerin eklenmesi ister istemez iktidarı 20 yıldır ertelediği sorunları yeniden gündeme getirmiş oldu. Bu bakımdan ülke sorunlarının idareciler tarafından hatırlanması ve çözüm arayışına girilmesi için seçimlerin daha sık aralıklarla(!) yapılması akla gelebilir. Ancak, onunda sakıncası olduğu kesin. Çünkü seçim kampanyası Ramazan ayına ve Bayram günlerine rağmen adeta kamplaştırmayı körükleyen bir üslup içinde geçti. Bir bakıma sürekli olarak toplum geçmiş ile korkutuldu, bir diğer ifadeyle geçmişte yaşamaya zorlandı. Halbuki Aliya İzzetbegoviç’in ifadesiyle, geçmişi unutmayalım ama geçmişte de yaşamayalım. Çünkü geçmişte yaşamak sorunlara çözüm olmuyor. Kamplaşmayı, ayrışmayı körüklüyor.