Ekonomist Soner Gökten, Halk Tv’de Sinem Fıstıkoğlu’nun canlı yayın konuğu oldu. Gökten, ekonomik krizi dikkat çekerek, konkordato talep eden şirketlerin, bu sistemle aklandığını söyledi. Eylül ayı için kritik açıklamada bulunan Gökten, “Eylülde yer yerinden oynayacak” ifadelerini kullandı.
Ekonomist Soner Gökten'den çok konuşulacak uyarı geldi. Gökten, “Finans masasına oturuldu. Finans masasında yapabilenler, bedava kaynağa ulaşabilenler, o kaynaktan faydalandı. Bir kısmı çok obezleşti, bir kısmı da kısa vadeli kar elde ettiğini zannetti. Ama günün sonunda, sonuç olarak yıllarca birikim yapmış, devletine güvenen orta gelirli tasarruf sahibinin cebindeki paralar alındı. Belli bir kaymak kitlenin cebine kondu. Sistem gerçekten gelir dağılımını yerle bir etti” dedi.
BEYAZ YAKALILAR ŞU ANDA FAKİR
Gökten, “Mesela bir öğretmen emekli oldu, 300 bin TL tazminat aldı. Bu 300 bin TL’si eridi. Bu vahşi kapitalizm değil, bu bildiğiniz servet transferi… Ve bugün bir lobi konuşmaya başladı ya, iş insanları vergi vermeyelim, iflasa ihracatçı çıktı ya TİM başkanı… İhracatla karpuzu mukayese etti. Ben de ona dedim, 70 milyon size çalışmaktan yorulmadı mı? Katma değerli ürün üretsem bugünler olur mu? Olan emekliye oldu, olan asgari ücretli oldu. Bakın, şu anda asgari ücret tavana yayıldı. Beyaz yakalılar şu anda fakir” ifadelerini kullandı.
ÜLKE MEKSİKA'YA DÖNDÜ
“Yeni bankaya girecek bir üniversite mezunu asgari ücret + 150 TL kasa tazminatıyla çalışacak” diyen Gökten, “Elbise mi alacak? Yoksa evlenecek mi? Özetle herkes fakirleşti. 10 milyon zengin yaratıldı. Ülke Meksika'ya döndü. Siz bu yaptığınız servet transferiyle enflasyon canavarını çıkarmakla kalmadınız. Arabanın ibresini 200 kilometreye dayadınız. Peki, ne yapacağız? Nasıl bu ekonomi düzelecek. Arabayı duvara çarptırmanız lazım. Bu olağan sonuçtur, ki bugün 8 ay önceden başlayan gelişmiş ülke politikalarında küresel bir resesyonun da artık geleceğe netlik kazanmıştır” açıklamasında bulundu.
BİREYSEL İFLASLAR GÖZLEMLEYECEĞİZ
“Sorun maliye politikasında ve yapısal reformda” diyen Gökten, “Sıkı para politikası devam ederse, bu araba duvara çarpacak, işsizlik artacak, bireysel iflaslar gözlemleyeceğiz. Konut kredisiyle uğraşıp, onu kiraya veririm. O kirayla küçücük kredi ödemesi geçinirim diyen belli bir kitle var ya, o kitle bile kira geliriyle kredisini ödeyemeyecek hale gelecek. Çünkü diğer her şeyin fiyatı arttı. Bakın şu anda kimse maaşıyla ne kiraya erişebiliyor ne barınmaya konut alma zaten hayal, ne beslenmeye erişebiliyor” dedi.
EYLÜLDE YER YERİNDEN OYNAYACAK
Gökten, “Buradan bir şey söylemek istiyorum, buna herkes dikkat etsin, ekonomi çok basit bir anlatımla hayat kalitesi optimizasyonudur. Hayat kalitesi ise beslenmeyle ve barınmaya başlar. Bu ekonomi kimi besleyebilecek, kimi barındırabilecek. Bu soruların cevabının verilmesi lazım. Bakın Eylülden sonra bu politikalar değişmezse yer yerinden oynayacak. Biz oturmuşuz olimpiyatı, biz oturmuşuz oraya buraya gidildi mi? Gidilmedi mi? onu tartışıyoruz” şeklinde konuştu.
KONKORDATOLAR ŞİRKETLERİ AKLAMAK İÇİN YAPILIYOR
“Çok büyük bir bedel geliyor” diyen Gökten, “Bu bedelden kaçış var mı? Açık söyleyeyim, yok. Adalet nerede? Bu ülkeden paralar gitti, bakın çok basitti. Nas ekonomisinde krediler alındı, o şirketler paraları KKM’ye koydu, gitti üstüne o şirketler paraları fona koydu, borsaya koydu, o çıkan fon vergiden alınmaz yasasıyla vergi de vermediler. O paraların çoğu da yurt dışına gitti. Şimdi ben buradan soruyorum? Konkordatolar içi boşaltılmış fakir şirketleri aklamak için yapılıyor. Şu an bakın soruyorum, ben buradan gene soruyorum. Yahu Allah aşkına enflasyon muhasebesi vergisi ödemeyelim diyen odalara karşı kim sesini yükseltiyor. Ben buradan soruyorum, yarın öbür gün artık liyakatli insanlar bu ülkeden gidiyor diye, kim sesini çıkartmaya devam ediyor” açıklamasında bulundu.
NEYİNİZ VAR, NEYİNİZ YOK SATTINIZ.
Gökten, “Deprem bölgelerini unuttuk. Ne oldu hangisini toparlayabilir. Balık hafızalı bir ülke ve toplum olma gayesiyle yürüdüğümüz her daim, 20 yıl sürecek bu açlığı engelleyebileceği mi zannediyoruz. Bakın 2001 krizinden çıkabildiniz. Evet, Kemal Derviş mükemmel kurumsal kaliteyi arttırıcı doneler getirdi. Fakat o krizden çıkabilmenin en büyük olayı neydi biliyor musunuz, tarihte görülmemiş bir özelleştirme furyasına gittiniz. Neyiniz var, neyiniz yok sattınız” diye konuştu.
TÜRKİYE'Yİ GETİRDİKLERİ DURUM TAM BİR FECAAT
“Şimdi satacak bir şeyiniz de kalmadı” diyen Gökten konuşmasına şöyle devam etti:
“Ne olacak biliyor musunuz? Duvara çarpacağız, duvara çarptıktan sonra şirketler belli mallarda dezeflasyon değil deflasyon göreceğiz. Manşet budur. Resesyon deflasyon getirir. Deflasyon ne demektir biliyor musunuz? Fiyat artış hızlarının azalması değildir, belli mallarda nominal fiyat azalışı göreceğiz. En önemlisi de yatırım mallarında, yani fabrikamızda… Fabrikamız 3-5 paraya satışa çıkacak. Makine parkımız, 3-5 paraya satışa çıkacak. Bunları kim alacak? İşte o zaman bunları konuşacağız? Türkiye'yi getirdikleri durum tam bir fecaat. Geleceğimiz çok felaket...
TÜRKİYE'DE DOĞDUĞUNUZ GÜN KADERİNİZ BELİRLENİYOR
Öyle bir noktadayız ki, ben bundan sonraki ekonomik yönetiminde ne olursa olsun bu sermayeye el bağlamak zorunda kalacak bir politika izleyeceğimizi size net olarak söyleyebilirim. Çünkü 21.yüzyılda duvarları kapama şansınız da yok. Bakın şu anda bu gelir dağılımı eşitsizliğinde size şöyle ifade vereyim, Türkiye'de artık doğduğunuz gün kaderiniz belirleniyor. Bakın geldiğimiz nokta bu… Zengin sermayesi olan bir aile çocuğu olarak doğmakla, asgari ücretlinin çocuğu olarak doğmak arasında geçişkenlik kalmadı. Fırsat eşitliği kalmadı.
EĞİTİM TÜCCARLARI YARATTINIZ
Şu an Türkiye'de yahu derme çatma binalardan kolejler yaptırdınız, eğitim tüccarları yarattınız. Güzelim Anadolu ve fen liselerini ortadan kaldırdınız. Eğitim hakkını bile insanlara eşit pay etmediniz. Bu ülkeyi toplamak demek, gelir dağılımını tekrar tesis etmek demek. O ne demek, çocuğunuz olacak, siz bu arada doğru işler yapmış olacaksınız, bu arada yabancı yatırım da olsa yeni iş alanları açılacak, o çocuk tırnak içinde güzel eğitim alacak, yeni liyakatli bir şekilde işe girecek ve gelir dağılımı kısmen düzelecek. Kaç yıl biliyor musunuz? 20 yıl.”