Yıl 2025, okullar ara tatile girmiş, ailecek tatil planlayıp, bir ton para harcayıp bir kar tatiline karar veriyorsunuz. Öyle izbe, adı sanı duyulmamış bir yer de tercih etmiyorsunuz… Türkiye’nin kar tatilinde markalaşmış, önemli bir merkezi tercih ediyorsunuz. Hem iyi bir tatil hem kaliteli bir mekânhem de güvenlik için tercih ediyorsunuz.
Otele gidip yerleşiyorsunuz… Mutlusunuz… Ailenizle birlikte bir ödül, mutlu anlar biriktirmek üzeresiniz…
Gece olunca nefessiz kaldığınızı hissederek uyanıyorsunuz, duman ve alevler sarıyor etrafınızı, tonla para harcadığınız otelde ne bir alarm ne yangın söndürme sistemi devreye giriyor. Can havliyle yangın merdiveni arıyorsunuz ve maalesef bulamıyorsunuz. Ya bulunduğunuz odada boğularak ya da yaklaşan alevlerin dehşeti ile yanarak ölmeyi seçmek zorundasınız. Bir alternatifiniz daha var, bulunduğunuz odanın penceresinden, kurtarmak ümidiyle önce varsa çocuklarınızı atmanız, sonrada kendiniz atlamanız gerekiyor. Sonuç değişmiyor…
78 can pahalı bir otelde, ihmaller zincirinin kurbanı olarak hayatını kaybediyor… 120’nin üzerinde kişi yaralanıyor… Kadın, erkek, çoluk çocuk yüzlerce kişi etkileniyor, tüm ülke kan ağlıyor.
Otel’de olası gereken her şey yok! Otel’de yangın merdiveni içerde ve halılarla kaplanmış, kaplamalarda yangına karşı dirençli ürünler yok, yangın alarmı yok, yangın söndürme sistemi yok…
Yangının başladığı andan itibaren, kısa sürede yayılan alevlerin nasıl bu kadar hızla büyüdüğü, yangın büyürken, otel görevlilerinin ve sorumlu personellerin ne yaptığı, insanları neden uyarmadığı tartışılması gereken noktalar arasında.
Sorulacak başka sorular da var. O kadar insan ölmüş, onlarcası yaralı, ülkede milli yas ilan edilmiş, tüm dünya neredeyse bu hadiseyi konuşurken, hemen yan otelin misafirlerinin umursamaz kayak zevklerine devam etmesi nasıl bir aymazlıktır. Biz böyle bir toplum nasıl olduk diye sorası geliyor insanın… Vicdanımızı, merhametimizi ne zaman kaybettik?
Otel yangını günlerce konuşuldu, konuşulacak. Ta ki gündemden düşene kadar… Sonrasında ne olacak? Bir dahaki yangına kadar unutulacak bu acılar ve hüzünler…
İtfaiyenin oteli suçladığı, belediyenin Bakanlığı suçladığı, bakanlığın ise belediyeye tüm sorumluluğu yüklediği bir süreçten geçiyoruz. Sorumluluğu üstlenen hiç kimse yok… Bu olayın faturasının bedelini ödeyecek kimse yok?
Fakat suçluların kim olduğu aslında belli. Otele, Belediyeye, Bakanlığa güvenip, yarıyıl tatilini kış turizminin gözde otellerinden birinde geçirmek isteyip hayatını kaybeden ve yaralanan insanlar suçlu… Çünkü güvendiler, çünkü mutlaka denetleniyordur dediler…
Suçlular ölmeye devam edecek, sorumlular ise saklanmaya…