Necmettin Erbakan’ı anlamak 3

Abone Ol

Belki de anlaşılmaz olan bir makine mühendisinin bütün ezberleri bozmasıydı. Bütün bir İslâm âlemini derin uykudan uyandıran kişinin bir bilim adamı olmasıydı. Cumhuriyetin ilk yıllarında ağır ceza hâkimi olan bir babanın evladının akademik, sosyal ve manevi dünyada inanılmaz işlere imza atmasıydı. Matematikten, fenden, astronomiden, evrenin yaratılışından, demir filizlerinden, tıptan bahseden bir bilim adamının aynı zamanda İslâm’ı anlatmasıydı herkesin garibine giden. Bir akademisyenin, hoca efendileri hayrete düşürürcesine fıkıhtan, kelamdan, hadisten, siyerden, akaitten bahsetmesiydi. “İslâm’ın şekil değil şuur dinidir” demişti Erbakan hoca. İslâm ve İlim konferansıyla akıllara durgunluk veren yeni bir yorum herkesi hayretler içerisinde bırakmıştı. Erbakan hoca büyük bir özgüvenle bütün dünyaya meydan okuyordu. Kim, hangi alandan olursa olsun, “erkekseniz çıkın karşıma” diyordu.

İşte bu nitelikte bir ilim, hikmet ve gönül insanının siyasal alana girişi dünya Siyonizm’ini de tir tir titretmeye başlamıştı. İslâm Birliğine giden yolları tırnakları ile kazıyarak, emek emek inşa etmişti Erbakan hoca. “Yaşanabilir bir Türkiye” diyene kadar kimse Türkiye’nin yaşanamaz bir halde olduğunun farkında bile değildi. Yaşanılabilir demenin ne anlama geldiğini anlatmak için yola çıkmıştı Erbakan hoca. Yaşamak ve yaşatmak için hayatını ortaya koyan büyük bir dava adamı var gücüyle çalışıyordu artık. Büyük ve evrensel bir slogana giden yolculuk ikinci haykırış ile daha da bir güç kazanmıştı. Daha Türkiye yaşanabilir hale gelmeden “Yeninden büyük Türkiye” ideali ortaya koyulmuştu bile. Erbakan hoca dünyanın egemen güçlerine karşı hem söylem hem de eylem bazında darbe üstüne darbe indiriyordu. Artık bütün hesaplar bozulmuş, “Yeni Dünya” planları suya düşmüştü bile. Yeni Dünya planlarına karşı “Yeni Bir Dünya” ideali ortaya koyulmuştu. İşte Erbakan hoca devriminin temel sloganları ortaya çıkmıştı, “Yaşanabilir Bir Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya”.

Erbakan hocayı anlamak o kadar da kolay değil. Büyük hedeflere büyük fedakârlıklarla gidilebileceğini anlatan bir dava adamını anlamak, aşk, azim ve heyecanı anlamak, ilim, fikir ve hikmeti anlamak hiç kolay değil. Üzerine düşündükçe anlamanın zorluğunu fark etmek. Yaşamak, yapabilmek için önce anlamak. Başarabilmek için önce anlayabilmek öyle çok da kolay olmasa gerek. Erbakan hoca ancak üzerine yıllarca yapılacak araştırmaların sonunda anlaşılabilecek bir insan olarak tanımlanabilir. Yani, Erbakan hocayı anlamak bile ancak çok çalışmak ile mümkün gözükmektedir.

Anlamak, kulaktan dolma bilgilerle değil detayları ile derin bir öğrenme ile mümkündür. Erbakan hocayı anlamak akla gelmeyenleri hayal etmek, hedeflerin zor da olsa ulaşılabilir olduğuna inanmak ve bu inanç uğrunda son nefese kadar mücadele etmektir. Erbakan hocayı anlamak tıpkı İstanbul’un fetih müjdesinde olduğu gibi, iman ve inançla asırlar boyu surları dövmek, burca bayrağı dikme hayaliyle yaşamaktır. Erbakan hocayı anlamak haktan yana olmak batıla karşı durabilmek demektir. Kim ne derse desin bir dava adamı olarak yaşamak, alın teri dökmek ve yine bir dava adamı olarak son nefesi vermek demektir.

Erbakan demek, ne olursa olsun gelecekten asla ümit kesmemek, zulmün ebedi olmadığına tam inanmak ve kötülüğün mutlak suretle yenileceğini bilmektir. Allah’ın izniyle yeryüzündeki zulümlere son vermek için gece gündüz çalışmak, yalnız Allah rızası için yaşamak ve Allah için ölmek demektir. Erbakan demek mücahit olabilmek, mücahit kalabilmek ve bir mücahit olarak can verebilmektir.