Nankör olmak artık çok kolay!
Uzun boylu bir emek ve gayrete hiç gerek yok.
Nankör olarak tanımlanmanız için ekonominin gidişatı ile ilgili kaygılarınızı dile getirmeniz yeterli!
Ülkeyi yönetenler yanlışlarının dile getirilmesinden hiç mi ama hiç hoşlanmıyorlar.
Hep övülmek istiyorlar.
Hep pohpohlanmak istiyorlar!
Ne yaparlarsa yapsınlar hep alkış bekliyorlar.
Tamam, onların gönlünü kazanmak için böyle yapalım ama bu da kolay bir iş değil ki!
Cumhurbaşkanı yardımcısının yargıya olan güvenin yüzde 38 olduğunu açıkladığı bir ortamda kendilerini nasıl alkışlayalım?
Ya da icra dosyalarının 20 milyonu aştığını okurken ülkeyi yönetenleri nasıl övelim?
Parlamentonun çalıştığı günlerin tatil yaptığı günlerden daha az olduğunu duyup dururken kendilerini nasıl pohpohlayalım?
Ekonominin gidişatını hayra yormak artık imkânsız gibi bir şey haline gelmiş bulunuyor.
İnşaat sektörünün içine girdiği bunalım ekonominin duvara tosladığını gözler önüne seriyor.
Yıllardır plansız programsız bir şekilde desteklenen inşaat sektörü artık tıkandı kaldı.
Şimdi üç beş yıl hiç konut yapılmasa bile ihtiyacı karşılayacak kadar konut stoku bulunduğu konuşuluyor.
Yani nereye baksanız bir olumsuzluk hemen dikkatinizi çekerken ekonomi yönetimi için nasıl olumlu şeyler söylenebilir?
Negatif düşünceleri seslendirdiğimiz zaman da hemen “nankör” suçlamasının muhatabı haline geliveriyoruz.
Gelinen bu noktada yapılması gereken yapılan eleştirileri görmezden ve duymazdan gelme yerine sahiplenmek olmalıdır.
“Şu işi yanlış yapmışız hemen düzeltmeliyiz” deme ve eleştiri sahiplerini “nankör” olarak tanımlayıp dışlamak yerine onlara kulak vermek hiç şüphesiz çok daha sağlıklı bir adım olacaktır.
Yapılan güzel işler yok mu?
Olmaz olur mu var tabii!
Ama haklı eleştirilere karşı verilen sert cevaplar arasında bu güzel işler de kaynayıp gidiyor.
Hem gidişat iyi olsa insanlar niye yeni parti arayışı içine girsinler ki! Herhalde bu insanlara içinde bulundukları “rahatlık” batmıyor! Onları yeni parti arayışı içine iten büyük bir rahatsızlık olduğu belli değil mi?