Kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakkını kazandığı 5 Aralık 1934 tarihinin yıl dönümünde, eski AKP Milletvekili Mehmet Metiner’in açıklamaları gündem yarattı. Metiner, 1934’te kazanılan bu hakkın yalnızca kağıt üzerinde olduğunu ve pratikte tüm kadınları kapsamadığını iddia etti. Metiner, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Ayrımsız pratikte bütün kadınlara seçilme hakkı Erdoğan sayesinde vücut buldu” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’DE KADIN HAKLARININ TARİHÇESİ
5 Aralık 1934’te yapılan anayasa değişiklikleriyle Türk kadınlarına milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanındı. Bu yasa değişikliklerinin ardından, 8 Şubat 1935’teki genel seçimlerde 17 kadın milletvekili Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) girdi. Bu gelişme, Türkiye’nin dünya genelinde kadın haklarında öncü bir adım atmasını sağladı.
Ancak, Metiner’in açıklamalarına göre, bu hak başlangıçta tüm kadınlar için eşit uygulanmadı. Kılık ve kıyafet farkı nedeniyle bazı kadınların dışlandığını iddia eden Metiner, bu eşitsizliğin Erdoğan döneminde giderildiğini öne sürdü.
METİNER’İN AÇIKLAMALARI VE TEPKİLER
Mehmet Metiner, sosyal medya hesabından şu ifadeleri kullandı:
“1934’te kabul edilen seçme ve seçilme hakkı bütün kadınları kapsamıyordu. Kâğıt üstündeki seçilme hakkı pratikte kılık kıyafeti farklı kadınları dışta tutuyordu. Ayrımsız pratikte bütün kadınlara seçilme hakkı Erdoğan sayesinde vücut buldu.”
Bu açıklama, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Bazı kullanıcılar Metiner’in görüşüne destek verirken, bazıları ise 1934’te atılan adımın tüm kadınlar için devrim niteliğinde olduğunu savunarak Metiner’in yorumunu eleştirdi.
KADIN HAKLARI VE ERDOĞAN DÖNEMİ
AKP hükümeti döneminde, kadınların sosyal ve siyasal hayatta daha fazla yer alması için çeşitli yasal düzenlemeler yapıldı. Başörtülü kadınların kamusal alanda çalışma ve siyasete katılım konusundaki engelleri kaldırıldı.
TARTIŞMALARIN ODAĞINDA KADINLARIN EŞİT TEMSİLİ
Kadınların eşit temsili konusu, Türkiye siyasetinde ve toplumunda uzun süredir tartışılan bir mesele. Metiner’in açıklamaları, bu tartışmaların farklı bir boyut kazanmasına neden oldu. 1934’te kazanılan hakların kapsamı ve günümüzdeki uygulamaları, kadın hakları konusunda geçmişle bugün arasındaki bağları yeniden değerlendirme fırsatı sunuyor.