Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, cezaevinde bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, sosyal medyada ailesine yönelik yapılan hakaret içerikli paylaşımlara tepki gösterdiği açıklamasını alıntılayarak, “savcıları göreve davet ediyorum” dedi.
Yavaş, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Ekrem Başkanımızın haklı talebine kulak verilmeli.
Bir insanın annesini, eşini, ailesini hedef almak ne siyasete ne de insanlığa sığar.
Başkanımızın ailesine yönelik yapılan ahlaksız paylaşımlar karşısında savcıları göreve davet ediyorum.”
İmamoğlu ne demişti?
CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, cezaevinde bulunduğu dönemi fırsat bilerek ailesi hakkında yapılan ahlaksız içeriklere tepki göstermişti. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın annesine yönelik hakaretleri de kınayan İmamoğlu şunları söylemişti:
“Cumhurbaşkanının annesine yönelik hakaretleri tüm kalbimle sonuna kadar kınıyorum.
Cezaevinde olmamızı fırsat bilip annemle, eşimle ve ailemle ilgili ahlaksız paylaşımlar yapan kişilerle ilgili de savcılığı göreve davet ediyorum.”
Siyasi etik ve insani değerler tartışılıyor
İmamoğlu’nun açıklamasının ardından Mansur Yavaş’ın da desteğiyle birlikte, siyasette etik sınırların ne olduğu yeniden tartışmaya açıldı.
Özellikle siyasilerin aile üyelerine yönelen saldırıların artması, toplumsal kutuplaşmanın geldiği boyutu gözler önüne seriyor.
Siyaset bilimciler ve hukukçular, sosyal medya etiğinin ve ceza hukukunun sınırlarının netleşmesi gerektiğini savunuyor.
Sosyal medyada destek çığ gibi büyüdü
Mansur Yavaş’ın mesajı, özellikle Twitter (X) platformunda büyük destek topladı.
Kısa sürede binlerce kez paylaşılan açıklama için kullanıcılar şu yorumları yaptı:
-
“Aile kutsaldır. Bu mesaj geç bile kaldı.”
-
“Mansur Başkan yine vicdanın sesi oldu.”
-
“Eleştiri olur ama aileyi hedef almak alçaklıktır.”
Yargıya çağrı: Kimler hesap verecek?
Her iki başkanın da ortak vurgusu, yargı mekanizmasının sosyal medya üzerinden yapılan ailevi hakaret ve tehditlere karşı etkin biçimde harekete geçmesi gerektiği yönünde.
Hukukçulara göre:
-
Aile üyelerine yönelik küfür, hakaret, iftira gibi suçlar TCK kapsamında değerlendirilebilir.
-
Cezaevindeki bir siyasetçinin ailesine yönelik yapılan saldırılar, "savunmasızlık" ilkesine dayalı olarak ağırlaştırıcı neden sayılabilir.