Kuzeyden, doğuya satranç tahtası

Abone Ol

Merhaba değerli okurlar.

Geçtiğimiz hafta yazımı sizlerle paylaşamadım.

 Bazı nedenlerden dolayı satırlara dökemedim düşüncelerimi.

Geçtiğimiz gün Ukrayna Devlet Başkanı Volodemir Zelenski Türkiye'yi ziyaret etti.

Bu ziyareti gerçekleşirken Suudi Arabistan'ın Riyad kentinde ise ABD ve Rus heyeti bir araya geldi.

Bir araya gelmelerinin nedeni ise sözde bir barış anlaşması.

Sözde diyorum çünkü Rusya ve Ukrayna arasında yaşanıyor bu savaş ancak masada Ukrayna yok. Sadece Amerika ve Rusya var.

Hal böyle olunca buna “Barış müzakeresi” demek ne kadar doğru olur, orası tartışılır.

Şahsen Ukrayna Devlet başkanı Volodemir Zelenski’nin söylediği gibi düşünüyorum.

Ukrayna'nın olmadığı bir masada “Barış” görüşülemez. Ve yine Zelinski'nin sözlerini tırnak içinde tekrarlıyorum “Rusya ile savaşan Ukraynalılar, ölenler de Ukraynalılar.”

ABD başka da Donald Trump her ne kadar buna “Barış görüşmeleri” dese de aslında olan pek de öyle değil.

Neden böyle düşündüğümü sanki sorar gibisiniz, hemen yanıt vereyim.

Hatırlarsanız ABD Başkanı Donald Trump İsrail başbakanı Binyamin Netenyahu ile Beyaz Saray'da bir araya gelmişti.

Ardından ise dikkat çeken Bir açıklamada bulunmuştu.

Evet.. Düşündüğünüz doğru bu açıklama Gazze'nin tehcirine yönelikti.

Peki şimdi soruyorsunuzdur belki de "Gazze'nin tamamen işgal edilme planının Rusya Ukrayna savaşı ile ne alakası var?" diye.

Hemen yanıtlayayım. O kadar çok alakası var ki Amerika tüm dikkatini aslında orta doğuya vermek istiyor. Bundan dolayı da Tramp, Türkiye'nin kuzeyindeki Rusya-Ukrayna savaşını bitirmekte kararlı.

Rusya'nın ise bu durum işine geliyor.

Öyle ki Rusya Ukrayna'da işgal ettiği bölgeleri elinde tutmak istiyor.

Amerika'nın derdi ise Ortadoğu’da kurmak istediği büyük İsrail ve sözde bir Kürdistan.

Amerika Ukrayna'ya hem silah hem de maddi yardım sağlıyor. Her iki devlet aralarında “Barış müzakeresini” gerçekleştirirse Amerika'da tüm dikkatini rahat bir şekilde orta doğuya verebilecek. Böylece büyük Ortadoğu projesi tamamlanacak.

Ancak Büyük Ortadoğu projesi ile alakalı unutmamamız gereken çok elzem bir konu var.

Söz konusu proje Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin topraklarında içeriyor.

Evet.. Düşündüğünüz doğru.

Sözde bir Kürdistan devleti kurulmaya çalışılıyor ve bu başarılı olursa gene yayınladıkları sözde haritalardaki gibi, Türkiye'den de toprak talebinde bulunacaklar.

Biz her ne kadar ülkemizin bir karış toprağını dahi vermeyecek olsak ta, bu tehlike burnumuzun dibine kadar geldi.

Irak'ta Saddam Hüseyin’i devirenler, bölgede Kuzey Kürdistan yönetimini oluşturmayı başardı.

Şimdi ise Suriye'de Esad'ı devirenler gene Suriye'nin kuzeyinde bir devletçik kurma hayalinde.

Türkiye'de şu anda hâlihazırda gerçekleştirilen “Barış” veya “Açılım” dedikleri süreç Türkiye için oldukça önemli bir konu aslında.

Öyle ki bu sürecin Suriye'de yaşanan gelişmelerden bağımsız düşünülmemesi gerekiyor.

Terör soruşturması kapsamında görevden el çektirilenlerin bulunduğu DEM Parti heyeti, Türkiye sınırları dışına taşarak birtakım görüşmeler gerçekleştiriyor.

Kimse bu görüşmelerin masum olduğunu zannetmesin.

Aslında biraz önce de söylediğim gibi. Rusya-Ukrayna savaşı, İsrail'in Filistin'de uyguladığı soykırım, Beşer Esat yönetiminin bir gecede Rusya'ya kaçması ve son olarak Donald Trump'ın Gazze'yi işgal planı.

Bunların hiçbiri tesadüf değil.

Aslında tüm bunlar Türkiye'nin çevresinde gelişen olaylar.

Bundan dolayı da bunların hiçbirini ayrı ayrı değerlendirmemek gerekiyor.

Geniş perspektifle hepsinin bir ele alınması lazım.

Emin olun bugün olmasa bile belki de birkaç yıl sonra Türkiye'nin sınırları da ciddi bir tehditle karşı karşıya kalacak.

Türkiye'deki ekonomik problemler, erken seçim tartışmaları, anayasanın ilk 3 maddesinin değiştirilmek istenmesi, zaman zaman ise açılım safsataları.

Gerçekten bunların hepsinin durduk yere mi olduğuna inanıyorsunuz?

Ben inanmıyorum.

Size tavsiyem sizin de inanmamanız…