Hiç kusura bakmayın, biz böyleyiz işte!
Dün ne dediysek bugün de aynı şeyleri söylüyoruz!
Birilerinin yaptığı gibi “değişime ayak uyduruyoruz” diye hiçbir zaman “farklı konuşanlardan” olmadık!
Olmayız!
Bunun için de dün öyle bugün böyle konuşanlardan “özür dilemeye” hiç niyetimiz yok!
Ne dün FETÖ’ye şiirler yazıp, methiyeler düzerken bugün FETÖ’cüler hakkında demediklerini bırakmayanlar gibiyiz!
Ne dün PKK’ya şirin gözükmek için kılıktan kılığa girerken bugün PKK’yı düşman ilan edenler gibiyiz!
Biz farklıyız! Dün ne dediysek bugün de aynı şeyleri söylemeye devam ediyoruz! Kimse kusura bakmasın ama biz böyleyiz işte!
Gücümüzü “böyle” olmamıza borçluyuz.
Elbette iktidara gelmek istiyoruz ama “bizim illa iktidar olma” gibi bir derdimiz yok!
Bizim derdimiz. her zaman ve her şartta doğru bildiğimizi söylemek yani hep hakkı üstün tutmak!
Bizim derdimiz her halükârda adaletten yana olmak yani adaletsizliğe karşı çıkmak!
Bizim derdimiz her daim dürüstlüğü savunmak ve dürüst olmayanların yüzüne karşı bu gerçeği söylemek!
Zira biz inanırız ki haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan gibi olur!
Sayımız az da olsa biz her zaman sözümüzü dinletecek birilerini buluruz.
Bakmayın sayıları çok olanların ağızlarındaki laf kalabalığına! Onlar bugün vardır ama yarın yerlerinde yeller eser!
Aynen dün var olanların bugün yerlerinde yeller estiği gibi!
Çünkü bir milletvekilliği, bir bakanlık teklifi onların aklını başından almaya yeter de artar bile!
Hakkı üstün tutmak gibi bir derdi olanları mağlup etmek asla mümkün değildir!
Mağlup olacaklar hakkı değil. gücü üstün tutanlardır.
Kimi maddi gücü, kimi sayısal gücü üstün tuttuğu için siyaset sahnesinden silinip gitmiştir.
Biz hakkı üstün tuttuğumuz için dün bizi yok sayanlar bugün sağda solda bizim gibi olduklarını söyleyip geziyorlar. Bize benzemeye çalışıyorlar ama hiçbir taklit aslının yerini tutmaz ki!