Japon deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, İstanbul için ciddi bir deprem uyarısında bulundu. İstanbul'un zemin yapısı ve geçmişte yaşanan büyük depremler göz önünde bulundurularak, uzman isim, yakın zamanda 7.5 büyüklüğünde bir deprem olma ihtimaline dikkat çekti.
İstanbul'daki deprem riskine dikkat: 7.5 büyüklüğünde sarsıntı uyarısı
Moriwaki, İstanbul'daki zemin yapısının, deprem riski taşıyan bölgeler arasında olduğunu vurguladı. Japonya'da meydana gelen depremler ve Japon mühendislik uygulamalarına da değinen Moriwaki, Türkiye’nin deprem hazırlıklarının hızla tamamlanması gerektiğini söyledi. İstanbul’da özellikle yumuşak zemin üzerinde bulunan Avcılar ve Esenyurt gibi bölgelerde ciddi riskler bulunduğunu belirtti.
Türkiye'deki deprem gerçeği: İstanbul için kentsel dönüşüm şart
Yoshinori Moriwaki, Türkiye'nin aktif fay hatları üzerinde yer aldığını ve bu yüzden deprem konusunda hazırlıklı olunması gerektiğini söyledi. İstanbul’da kentsel dönüşüm ve yapıların güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken uzman, binaların yapısal dayanıklılığının artırılmasının, olası büyük bir depremde can ve mal kaybını en aza indireceğini ifade etti.
Deprem için alınması gereken önlemler
Deprem sırasında hayatta kalma şansını artıran öneriler de sunan Moriwaki, şu maddelere dikkat çekti:
- Deprem sırasında sakin kalmak ve yaşam üçgeni oluşturmak çok önemli.
- Cam ve seramik kaplı alanlardan uzak durulmalı.
- Deprem çantası evde ve iş yerinde bulundurulmalı. Bu çantada mutlaka su, enerji verici gıda (bal, çikolata), tuz, metal düdük ve maske bulunmalı.
- Arama-kurtarma ekiplerinin sizi bulmasını kolaylaştırmak için gerekirse zemine vurarak ses çıkarılmalı.
İstanbul'un riskli bölgeleri: Avcılar, Esenyurt ve Tuzla
Moriwaki, İstanbul’da en riskli bölgeleri de sıraladı. Avcılar, Esenyurt ve sahil kesimlerinin yanı sıra Tuzla ve Pendik gibi yerlerde de yumuşak zemin nedeniyle deprem riski daha yüksek. Uzman, bu bölgelerdeki yapıların güçlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Deprem için alınacak mühendislik önlemleri
Yoshinori Moriwaki, Japonya’daki mühendislik eğitim sistemine de dikkat çekerek, Türkiye’deki mühendislik eğitim farklarına vurgu yaptı. Japonya’daki mimar ve mühendislerin iki yıl boyunca pratik yapmadan yetki alamazken, Türkiye'deki uygulamalarda süreçlerin daha hızlı işlediğini söyledi. Bu farkın, yapı kalitesini doğrudan etkilediğini ifade etti.